3 Sonuçlar

bebek masajı

Ara

Bebek masajı bebeğinize sayısız fayda sağlarken aynı zamanda bebeğinizin sizinle olan bağını da güçlendiriyor. Dışarıdan bakıldığında basit gibi gözükse de bebek masajı yapmanın da bazı püf noktaları bulunuyor. İşte bebek masajı hakkında bilmeniz gerekenler :

Bebek Masajının Faydaları :

  • Bebeğinizin rahatlamasını ve gevşemesini sağlar,
  • Bebeğinizin beyin dalgalarını olumlu yönde geliştirerek, IQ seviyesini yükseltmeye yardımcı olur,
  • Solunum ve dolaşım sisteminin daha düzenli çalışmasına yardımcı olur,
  • Uykuya dalmayı ve derin uyumayı kolaylaştırır,
  • Gaz sancıları için olumlu etki yaratır,
  • Büyüme hormonlarının daha etkili çalışmasına yardımcı olur,
  • Motor gelişimine destek olur,
  • Diş çıkarma dönemlerinde bebeğinizin ağrılarını azaltır,
  • Bebeğinize ayırdığınız zamanın daha kaliteli geçmesine yardımcı olur.

Bebek Masajına Başlamadan Önce ; 

  • Tırnaklarınızın kısa, ellerinizin temiz ve uygun ısıda olmasına özen göstermeli ve varsa takılarınızı çıkarmalısınız.
  • Yedek havlu, bebek bezi, temiz kıyafetler ve bebe yağınızı hazır bulundurmalısınız.
  • Masaj odasının sakin olmasına ve oda ısısının 24 derecenin üzerinde olmasına dikkat etmelisiniz.
  • Masaj süresince bebeğinizi yalnız bırakmamalısınız ve bebeğinizle göz teması kurarak ona gülümsemelisiniz.

Masaj Yapılmaması Gereken Durumlar :

  • Son 48 saat  içinde aşı olduysa,
  • İlaç kullanımı varsa,
  • Bir cilt rahatsızlığı varsa (isilik, egzama, döküntü gibi)
  • Bebeğinizin altı kirli ise,
  • Bebeğiniz henüz yemek yemişse veya açsa,
  • Masaj yapacak kişinin bir cilt rahatsızlığı varsa (enfeksiyon gibi)

Masaj için en iyi zamanlama banyo sonrasıdır. Bebeğin masaj esnasında açlık durumu da önemlidir. Beslenme saatinden 1 saat sonrası ideal zamanlamadır. Bebeğinize masaj yaparken eğer bebeğinizin hoşlanmadığını fark ederseniz masaja devam etmemelisiniz.

Bebeğinizle geçireceğiniz keyif dolu anlarınızın olması dileğimizle.

 

 

 

Anne sütünün önemi ve değeri gün geçtikçe daha çok bilinmesi gerekirken ne yazık ki emzirme sürecinin başta sancılı geçmesi, meme ucu yaraları, sütün yetmediğinin düşünülmesi gibi sebeplerle göz ardı edilebiliyor. Halbuki keyifli ve bir o kadar zor olan emzirme süreci bir destekten alınan güç ile daha kolayca sürdürülebilir. İşte Dilruba Hanım da tam olarak bu işin içerisinde bir isim. Emzirme danışmanı ve aynı zamanda doğum koçluğu yapan Dilruba Demirezer emzirme, anne sütü ve  benzer konularda hazırladığımız sorularımıza verdiği yanıtlar ile bizleri mutlu etti.  Dileriz ki tüm okuyucularımız da faydalanarak bu kritik dönemlerin kolayca üstesinden gelebilir. Kendisinin faydalı içeriklerini takip edebilmek için, Instagram sosyal medya hesabı olan “emzirme.danismanligi” hesabını takip edebilir ve dilerseniz iletişime geçebilirsiniz.

Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Anne bebek kısmına yönelme hikayeniz nasıl oluştu?

1999-2004 yıllarında Başkent Üniversitesi Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri Bölümünden mezunum. İş hayatına ilk olarak Eğitim Hemşireliği ile başladım. Ev ziyareti ve hastane çalışmaları ile devam etti. 2013 yılında Kızım Ada dünya ya geldi ve emzirme sürecinde annelerin bu konuda çok yetersiz ve çaresiz olduğunu gördüm. Mama ile büyüyen , yanlış yönlendirmelerle meme reddi yaşayan anneler olunca , bu alanda çok büyük eksiklerin olduğunu gördüm ve  kendimi geliştirdim. Ev ziyareti ve online destekler vererek binlerce anneye destek olmaya devam ediyorum. Ayrıca emzirme danışmanı olacak meslektaşlarıma da şu an Tekno Bilgi Uzaktan Eğitim Okulunda Emzirme Danışmanı, Bebek Masajı ve Doğum Koçluğu alanında eğitim vermekteyim. 

Günümüzde anne sütünden ziyade mamaya yönelme çok yaygın. Sizce bunun büyük sebebi nedir?

Günümüzde anne sütünden ziyade mamaya yönelimin artmasında en büyük etken annenin emzirme konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması ve sütünün yetersizliği ile birlikte mamaya yönelimin artması. 

Anadolu’da olmasa da, büyük şehirlerde emzirme oranlarının çok düşük olduğunu biliyoruz. Emzirmenin yaygınlaştırılması için sizce neler yapılmalı?

Emzirmenin yaygınlaştırılması için öncelikle gebelik döneminde anne ve babalara eğitimler verilmesi çok önemli. Hastanelerde doğum öncesi eğitimlerin arttırılması ve katılımın sağlanması ve ailelerin bireysel danışmanlık hizmetleri alarak emzirme eğitimi konusunda bilinçlendirilmesi çok önemli.

Emzirmenin ilk ayında meme ucu yaralanmaları çok görülüyor. Bu yaralar anneyi emzirmeden soğutma derecesine dahi ulaşabiliyor. Bunu önlemek için önerileriniz nelerdir?

Doğumdan sonraki dönemde en çok karşılaştığımız durumlardan bir tanesi meme ucu yaralarıdır. En büyük sebebi memenin yanlış kavranması ve doğru emzirme tekniklerinin uygulanmamasından kaynaklıdır. Bunların dışındaki durumlar annenin cildinin çok hassas olması veya bebekte dil dudak bağının olması meme ucu yaralarına sebep olmaktadır. Meme ucu yaralarının tedavisinde öncelikle bebeğin memeyi doğru kavramasını sağlamak, sonrasında meme ucu yaralarında kullanabileceği kremler ile yaranın hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlamak gerekir.  Annenin memeyi doğru kavrattığı halde geçmeyen meme ucu yaraları varsa bebekte dil dudak bağı var mı buna bakılmalıdır ve bunun için  bebek doktoruna yönlendirilir.

Emzirirken memeden gelen ilk süt ve memeden gelen son süt hakkında ne düşünüyorsunuz. Her iki türün faydaları, işlevleri farklı mıdır?

Anne sütünün ön süt ve son süt meselesi aslında annelerin kafasını çok karıştıran bir durum , süt inmesi ile birlikte ilk gelen süt biraz daha şeffaf iken sonlara doğru daha yoğun kıvamda gelir. Sütün içeriği emzirme sürecinde bile değişebilir . Genetik faktörler sütün çok yağlı yada daha az yağlı olmasını bile etkiler. Çok değişken bir durum. Gündüz ve gece sütü arasında da farklılıklar vardır ama en önemlisi annenin sağlıklı beslenmesi. Anne beslenmesinde kaliteli yağlar tüketirse ( ceviz, zeytinyağı, balık , avokado, tahin) sütünde fark yaratır. Ayrıca  annelere en önemli tavsiyem bir memeyi tam boşalttıktan sonra diğer memeye geçmeleri ve sonraki emzirmede de kaldıkları memeden başlamaları. O zaman ön- son süt kavramı kalmaz bebeğimiz tüm süt ulaşmış olur. 

Bir diğer mesleğiniz de doğum koçluğu. Doğum koçu tam olarak nasıl yardımcı olur bir anneye?

Doğum koçluğu , hamilelik sürecinde anneye eşlik etmek, sağlık, beslenme, nefes eğitimi, egzersizler yolu ile sağlıklı bir hamilelik geçirmeye yardımcı olmak, doğum sırasında masaj, nefes alma teknikleri, ıkınma teknikleri  ve doğum sürecine destek olmak, lohusalık sürecinde anne sütü ve beslenme, emzirme ve bebek bakımı konularında anneyi desteklemektir.

Bebeğin sakinliği ve huzuru için annelere neler önerirsiniz?

Bebeğin sakin ve mutlu olması için annenin mutlu ve huzurlu olması çok önemli. Özellikle babaları eğitimlere katıp bebeğin bakımında ve anneye destek olması konusunda bilgi veriyorum. Annelerin  emzirme sürecini de rahat ve huzurlu geçirmesi çok önemli.

Bebeğin bakımında ve annenin desteğinde babaların rolü çok büyük.

Hamile annelere doğum ve emzirme hakkında önerileriniz nelerdir?

Hamile annelere en büyük tavsiyem doğum süreci ve sonrası için uzman kişilerden eğitim almalarıdır.

Sizin mesleğinizi yapmak isteyen kişiler nasıl bir mizaca sahip olmalı?

Annelere danışmanlık verecek meslektaşlarımın öncelikle empati kurması çok önemli. Anne çok çaresiz ve bebeğini emziremediği için kendini çok suçlu hissedebiliyor. O nedenle karşı tarafın duygularını çok iyi anlamalıyız. Çözüm önerileri verirken anneyi zorlamadan , öz yeterliliğini güçlendirici , emzirmeye teşvik edici çözümler sunmalıyız. 

 

Bebekler neden uyumayı sevmez? Neden ebeveynler onların uyuması için en uygun ortamı hazırlarken, onlar uykudan bu denli kaçarlar? Uyumayı seven bebek var mıdır? Tüm bu sorular, bebeği uykuya zor geçen annelerin zihninden sık sık geçse de cevapları bulmak çok da kolay değildir. Ancak bebeğinizin uykuya geçişini kolaylaştıracak bir takım öneriler sunarak sizlere elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışalım. İşte öneri listemiz:

  • Beslenme : Bebeğinizin karın açlığı veya tokluğu uyku öncesi oldukça önem taşır. Uykuya geçmeden 1 saat önce yeme eylemini sonlandırmanız bebeğinizin yediklerini hazmetmesi ve karın ağrısı yaşamaması için önemlidir. Yatmadan önce çok ağır yemekler yedirmemeye de özen göstermekte fayda var.
  • Aktivite : Zihinsel ve fiziksel aktiviteler bebeğinizi uykuya daha çok adapte edecektir. Bu yüzden aktivite saatlerini iyi değerlendirmeli ve kaliteli zaman geçirmeye özen göstermelisiniz. Aktivitelerinizi farklı ortamlarda veya farklı kişilerle yapabilirseniz bebeğinizin zihin gelişimi için de daha etkili sonuçlar alabilirsiniz.
  • Açık Hava: Uzmanlar bebeğinizi bağışıklık sistemi için, hava şartları ne olursa olsun, gün içinde mutlaka 15 dakika temiz havaya çıkarmanızı öneriyor. Bunun uykuya olan olumlu katkısı da bilinmektedir. Temiz hava bebeğinizi hem sakinleştirecek hem de uykuya geçişini kolaylaştıracaktır. Gün içinde 1-2 defa açık havanın bu mucizevi gücünden faydalanmaya gayret edin.
  • Banyo : Bebekler banyo sonrası gevşer ve uykuya daha rahat geçiş yapar tıpkı yetişkinler gibi. Her gün şampuan kullanımının zararlarını biliyoruz, bu yüzden bebeğinize şampuan kullanmadan, ılık su ile rahatlatmanız da yeterli olacaktır.

  • Masaj : Bebek masajı her geçen gün daha sık karşımıza çıkar oldu. Banyo sonrası  yapacağınız yumuşak dokunuşlu bir masajı bebeğinizin çok seveceği kesin. Bebek masajı için daha detaylı bilgi alabilmek isterseniz, “Bebek Masajı ile Mutlu Bebekler” başlıklı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
  • Rutinler: Hepimizin uyku öncesi hazırlıkları vardır. Bebeklerde de bu hazırlıklar uykuya geçişi kolaylaştırır. Bebeğinizi aniden uyutmaya götürmek yerine, onun uyuyacağını kendisi anlayabilmesi ve kendisini hazırlayabilmesi için bir takım rutinler oluşturmalısınız. Bez değiştirme, banyo, masaj, ninni, emzirme, masal gibi kendinize göre bir liste oluşturabilir ve uygulayabilirsiniz. Burada önemli olan rutinlerinizi bozmamak ve her gün aynı saatte uygulamaktır.

 

 

“Mahallenin En Mutlu Bebeği” isimli kitapta “Bebeğinizin Uykuda Kalmasına Beş Temel Prensip’i Kullanarak Yardımcı Olun” diyen Dr. Harvey Karp’ın bahsettiği 5 Temel Prensip ise şu şekilde:

  1. Kundaklama : Demode gibi gözüken kundaklama, aslında bebeğinizin tam da ihtiyacı olan şey! Anne karnı hissiyatı yaratan kundak bebeklerin özellikle elleriyle kendilerini uyandırmalarını ve boşluktaymış hissini engelliyor. Bunun için kalça çıkığı riski taşıyan tam kundak değil, yarım kundak öneriler arasında. Bebeğinizi sadece kundaklayarak uyku süresini 3 saatten dört, hatta altı saate çıkarabilirsiniz.
  2. Yan ya da Yüzükoyun: Yüzükoyun yatırma konusunda geceleri değil, gündüzleri seçmelisiniz aksi takdirde bebeğinizin nefes alışında sıkıntı yaşanabilir. Yan yattığında ise mutlaka destekleyici kullanılmalı, devrilmemesi için. Geceleri mutlaka sırt üstü uyuma öneriliyor.
  3. Şşşt Sesi : Bebeğinizin alışkın olduğu, rahmin içindeki sesi andıran “şşt” sesinin bebeğinizi sakinleştirici tesiri bulunuyor.
  4. Sallama : Özellikle doğumdan sonraki ilk 3 ay bebekler rahmin içini andıran ortamları arıyor. Düşük ölçekli titreşimli bir sandalye de Dr. Karp’ın önerileri arasında.
  5. Emme : Anne memesini veya bir emziği emmek bebeklerde uykuya dalışı kolaylaştırıyor. Ancak derin bir uyku için emme yeterli değildir diyor Dr. Karp. Emzirmenin bebeklerde melatonin hormonunu salgılattığı da bilinen gerçekler arasında. Bu yüzden memede uyumak normal ve olağan kabul ediliyor.

Tüm bebeklerin mışıl mışıl uyuduğu ve tüm ebeveynlerin dinlenebildiği anları arttırmak dileğimizle 🙂