34 Sonuçlar

eş seçimi

Ara

Doğru kreş seçimi için bir çok aile araştırma halinde. Hangi kreş sorusu ebeveynlerin aklını kurcalarken beklentilere  uygun kreş seçmek günlerce sürebiliyor. Bu araştırmayı yapmaya başladıysanız bebeğiniz büyüdü. Tebrikler!

Bazen anne babaların iş saatleri sebebiyle bazense çocuğun sosyalleşme ihtiyacı doğrultusunda aileler 0-3 yaş arasını kapsayan süreçte kreş eğitimine yönelebiliyor. Aile yapıları, çocukların karakterleri, değerler, psiko sosyal gelişim seviyeleri herkeste farklı olduğu için aslında bir kreşte olması gerekenler de her aile için değişiyor. Bu yazımızda size çocuk odaklı, henüz oyun çağında olan bu yaş grubu çocukların mutlu ve sağlıklı olmalarını önemseyen, dost kreşlerde olması gereken özellikleri sıralayacağız.

Oryantasyon sürecine önem verilmeli

Büyüyen bebeğiniz ilk kez hiç tanımadığı yetişkinler ve bir çok çocuk ile aynı ortamda saatlerini geçirmeye hazırlanıyor. Çocukların anne babadan yavaşça, güvenli bir şekilde ayrılıp öğretmenine ve kreş ortamına alışmasını kapsayan süreç oryantasyon olarak adlandırılıyor. Bir alışma süreci olan oryantasyon düşünülenden çok daha önemsenmeli. Çocuğun dış dünyada kendi başına var olmaya çalıştığı ilk döneme hazır olup olmaması ve oryantasyon sürecinin aceleye getirilmemesi çok önemli. Kreş araştırması yapılırken oryantasyon süreci için esnek olup olmadıkları sorulmalı. Her çocuğun ailesinden ayrılıp öğretmenine ve okula alışma süresi farklıdır. Bu süre belli sayıda gün ile kısıtlanmamalı ve çocuğun durumuna göre uzatılabilmelidir. Oryantasyon yalnızca çocuğun ihtiyacı gibi görünse de anne – babanın da bu süreye ihtiyacı vardır. Çocukların kreşe başlamasıyla ailelerin de günlük yaşamı ve psikolojisi etkilenmektedir. Oldukça duygusal ve zorlayıcı olabilen bu sürecin yavaş geçirilmesi, herkese alışması için yeterli sürenin tanınması önemlidir.

Güvenlik koşulları iyi gözlemlenmeli

Bir kreşin açılıp varlığının sürdürülmesi için resmi mercilerce belli kriterlere uygun olma zorunluluğu olsa da çocuğunuzu göndereceğiniz kreşi siz de iyice gezmeli, hem iç hem de dış çevresini iyi gözlemlemelisiniz. Çocuğunuzun en başta can güvenliğini riske atabilecek durumların olup olmadığına dikkatlice bakılmalı. Evde alınan önlemlerin aynısı ve fazlasının okullarda da alınıyor olması önemlidir. Güvenlik ile ilgili olması gerekenler yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Pencereler, varsa merdiven boşlukları, dış kapının her zaman kapalı olup olmadığı, hijyen gibi konulardaki sorularınızı yönetimle konuşabilmelisiniz ve okulu kayıt öncesinde özgürce gezebilmelisiniz.  Dış çevredeki büyük inşaatlar, yoğun trafik gibi durumlar çocuklar için tehlike oluşturabilmektedir. Çevresi sakin, çocuğunuzun alıştığı lokasyonda bir kreş seçmek daha güvenli olabilir.

Öğretmeni ile önce siz bağ kurun

Anne babalar çocuklarının seveceği ve sevmeyeceği kişileri rahatlıkla tahmin edebilirler. Bu sebeple çocuğunuz ile bizzat ilgilenecek olan öğretmeni ve varsa yardımcı yetkili kişiler ile tanışın. Bu kişilerin sevgi dolu, destekleyici, güven verici olmaları çok önemli. İçinize sinen, iletişimi güçlü öğretmenlerin olduğu kreşleri seçmeye çalışın.

Oyun odaklı olması önemsenmeli

Çocuklar bu yaşlarda oldukça oyun odaklıdır ve sosyalleşmek isterler. Kendilerinin saatlerce oynayabileceği, özgür oldukları, belli ders – teneffüs rutinine sokulmadıkları kreşler tercih edilmeli. Bu yaş çocukların özelliklerini iyi bilen ve ihtiyaçlarına uygun programlar geliştiren okullar tercih edilmeli. Belli ders disiplinine alıştırmayı vadeden yerlerden uzak durulmalı. Çocuğun doğasına aykırı bu yaklaşım ona zarar verecektir.

Mahremiyet konusuna önem verilmeli

Çocuğunuz henüz erken yaşlarda olsa da kendi vücudunu tanımaya hazırlanmakta ve tuvalet, giyinme gibi konuların özel zamanlar olduğunun bilincindedir. Kreşe başlayan çocukların bir kısmı tuvalet alışkanlığı edinmiş, bir kısmı ise henüz bez bırakmamış olabilir. Bu konudaki ihtiyaçların karşılanıp karşılanmadığı sorulmalı. Tuvalet ve bez değişiminin çocuğun mahremiyetine saygılı olacak şekilde yaptırılması ve tuvalet kullanılacaksa kapalı kabinlerin mevcut olması önemlidir. Bu yaş grubu çocuklar yemek yerken veya oyun sırasında üstlerini çok kez kirlettikleri için kıyafet değişimi yapılması gerekecektir. Bu giydirme işlemlerinin de özel alanlarda yapılması çocuk açısından kişisel alanlarını, özel bölge koruma bilincini geliştirmesi açısından önemlidir.

Sevgilinizle mutlu bir ilişkiniz var, birlikte çok uyumlusunuz, güzel zaman geçiriyorsunuz. Peki bunlar evlilik kararı almak için yeterli mi? Hayatın her zaman güle oynaya geçmeyeceğini hepimiz biliriz, bunların da evlilik kararı almak için yeterli olmayacağını bilmemiz gerekir. Eş seçiminde püf noktalar konusunu sizler için yazıya döktük.

 

  • Öncelikleriniz : Herkesin bir eşten beklentisi farklıdır. Peki sizin önceliğiniz nedir? Eşiniz öncelikle romantik mi olmalı, çalışan mı olmalı, sosyal mi olmalı? “Hepsi birden” dediğinizi duyar gibiyim.  Eğer hepsini birden bulabiliyorsanız ne ala, peki ya birinden feragat edecekseniz bu hangi özellik olurdu? Önceliklerinizi belirleyin.

 

  • İyi bir baba olabilir mi? Sevgilinizi baba figürü olarak hayal edin. Çocuğunuzun bir çok özelliğini ve alışkanlığını ebeveynlerinden alacağını unutmayın. Eğer cevabınız olumsuz ise ilişkinizi derhal gözden geçirin.

 

  • Ailelerin Uyumu: Elbette ki annenize bir kanka, babanıza can dost seçmiyorsunuz kastettiğimiz bu değil. Aileleriniz aynı fikirde, aynı kültürde aileler olmayabilir ancak aileler arasında saygı ve anlayış şarttır. “Ailesiyle mi yaşayacağım canım?” diye düşünüyor olabilirsiniz. Ancak eşiniz o ailede büyüdü bunu da unutmayın deriz.

 

  • Sevgilinizin Sosyal Ortamı : “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” sözünü es geçmeyin. Sizin yanınızda harika bir şövalye olabilir peki ya arkadaşlarının arasında? Size karşı olan davranışlarının haricinde başkalarına karşı olan davranışlarını da inceleyin. Çünkü bir gün size de başkalarına davrandığı gibi davranma ihtimali hep olacaktır. Unutmayın sevgiliniz kimlerle uzun süreli arkadaşlık yapıyorsa, onunla kafa yapısı uyduğu için takılıyor demektir.

 

  • Yaşlılık / hastalık halleri : Şuan gençsiniz, enerjiksiniz, en güzel seneler. Peki hayatınızdaki kişiyle 30 sene sonraki halinizi nasıl hayal ediyorsunuz? Ona yaşlı ve hastayken de aynı sempatiyi duyabilir misiniz? Eşiniz amansız bir hastalığa yakalansa yine de onun yanında kalmak ister miydiniz? Zamanı ileriye sarıp düşünmeye çalışın.Peki siz hasta olmak durumunda kalsanız o size bakmaya ne kadar gönüllü olur? Size karşı sabrını ve anlayışını anlamaya çalışın.

 

  • Nasıl biliniyor? Sevgilinizin çevresinde nasıl tanındığını iyi gözlemleyin. Sorumsuz, hovarda, tembel veya pinti diye mi biliniyor yoksa herkesin güvendiği, akıllı, kimseyi yarı yolda bırakmayacak bir profil mi çizmiş bunca sene? Etrafında oluşturduğu bu izlenim senelerin birikimi ne de olsa. İp uçlarını takip edin.

 

  • Ailenizin/ Dostlarınızın Fikirleri : Hayatınızdaki insanı iyi analiz etmek önemlidir. Ancak aşıkken insanın analiz yapma yeteneği neredeyse yok oluyor. Fikirlerine güvendiğiniz aile bireylerinizin ve sizin için iyi şeyler dileyen dostlarınızın görüşlerine de kulak verin.

 

  • Gururlanmak: Sevgilinizden bahsederken gururlanabiliyorsanız, hayran olduğunuz huyları ve alışkanlıkları varsa, onu etrafınızdakilerle göğsünüzü gere gere tanıştırmak istiyorsanız, doğru bir eş olabilme ihtimali artmış demektir.

 

  • Ten Uyumu : Yaşadığımız toplumda kültür/inançlar gereği evlilikler genelde ten uyumunu anlayacak kadar yakınlaşmadan gerçekleştirilir. Şu bir gerçektir ki çoğu evlilik cinsel uyumsuzluk sebebiyle bitmektedir. Karşınızdaki insanın saf kokusu sizi etkilemiyorsa, sizi öpmek istediğinde içinizden karşılık vermek gelmiyorsa bu evlilik kararını tekrar düşünmenizi öneririz. Evlilik birbirinizi her anlamda tanıyacağınız ve hissedeceğiniz ömür boyu sürmesi beklenen bir yolculuk olduğu için yanınıza ancak birlikte olmayı çok istediğiniz birini alın. Aksi türlü çok iyi anlaşsanız bile hiç bir zaman tam bir eş olamazsınız ancak iyi birer dost olabilirsiniz.

      Eş seçmek kumar gibidir evet ancak unutmayın ki oyunun kartları sizin elinizde. İhtiyacınız olan tek şey kartları doğru kişiyle oynayabilmek. Seçimlerinizde şimdiden başarılar.

Bilinir ki hayattaki en önemli seçim; işini ve eşini doğru seçmekten geçer. Başroldeki bu ikili, hayatınızı zirveye de taşıyabilir, sizi diplere de itebilir. “Eş Seçiminde Püf Noktalar” konusuna başka bir yazımızda değindik, şimdi ise gelelim meslek seçiminde püf noktalara :

  • Sektör araştırması yaptınız mı? Elbette ki ilgi alanınıza göre bir meslek seçmeniz ilk önerimiz ancak ileride iş değiştirmenin zorluğunu düşünürsek, meslek seçmenin öncesinde güzel bir araştırma yapmak şart. Seçmeyi düşündüğünüz meslek erbaplarından bilgi toplayın. Hayalinizdeki mesleğin dezavantajlarını ve avantajlarını objektif bir şekilde masaya yatırın. Çoğunluğun memnun olmadığı bir işi seçerken 2 kere düşünmekte fayda var.
  • Gönüllü olur musunuz? : Bir anlığına para kazanma ihtimalinizi unutun. Seçmeyi planladığınız mesleği, gönüllü olarak da yapar mıydınız? Bu kilit sorunun cevabı o mesleğe olan asıl sevginizi göstermek için yeterli. Cevabınız hayır ise, seçiminizi hemen değiştirin çünkü sadece para için yapılan meslekler bir süre sonra sizi mutsuzluğa itecektir.
  • Staj yaptınız mı? Bu işi yapan bir tanıdığınızın yanında kısa süreliğine de olsa stajyer olarak çalışın. Mümkünse işin içine girmeden mesleğinizi seçmeyin. Eğer seçeceğiniz meslekte tanıdığınız yok ise, çevrenize danışmaktan çekinmeyin. Çünkü hayatınızın en önemli kararlarından birini verirken çekinmek size sadece kaybettirir.
  • Bir B planı yaptınız mı? Turizm bölümünde okudunuz, otelcilik hayaliniz var. Sektörel sıkıntılar doğarsa, alternatif olarak hangi işe yönelebilirsiniz? Evdeki hesabın çarşıya uymadığını düşünürsek, hayallerinize doğru yol alırken kendinize bir B planı yapın bu sizi daha güvende hissettirecektir.
  • Hayalinizdeki iş ortamı nasıl? Ofiste arkadaşlarınız ile samimi bir ortam mı sizi mutlu eder, yoksa kapalı kapılar ardında bunalan tiplerden misiniz? Para kazanırken dışarıdaki hayatın her saniyesini doyasıya yaşamak mı istiyorsunuz yoksa sıcacık bir ofiste kahvenizi yudumlamak mı? Kısacası siz bir ofis çalışanı olmaya mı uygunsunuz yoksa saha çalışanı olmaya mı? Cevabı sizde.
  • Risk almayı sever misiniz? Bir memur olup emekli olana kadar iş güvencesi içinde yaşamak mı sizi daha çok çekiyor, sürekli daha iyi şirketlere kapak atıp yükselmek mi yoksa tüm riskleri göze alıp kendi işinizi kurmak mı? Risk almayı sever misiniz?

          Peki siz mesleğinizi çoktan seçtiniz ve seçiminizden pişman mısınız? Hiç bir şey için geç olmadığını lütfen unutmayın. Ömür boyu mutsuz olacağınıza, dişinizi sıkın ve başka bir alanda eğitim alın. Çünkü hayat, keyifle yaşamak için ve siz de bu hayatın tadını çıkarmak için varsınız.

Tebrikler! En zorlu dönemleri geride bıraktınız ve artık biricik yavrunuzun kendisine ait yepyeni bir dünyası, kendi arkadaşları ve kendi ortamı olacak, bu onun hayatının geri kalanı için harika bir başlangıç. Ancak bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için, sağlıklı başlayabilmesi gerekiyor ve bunun için, tahmin edebileceğiniz üzere, size düşen bir şeyler elbette var.

Kreş Seçiminde Nelere Dikkat Edilmeli? yazımızda doğru seçim için püf noktaları sizinle paylaşmıştık. İçinize sinen bir kreş seçtiyseniz, şimdi ikinci kısım olan alışma sürecine geçeceğiz.

Her konuda olduğu gibi bu konuda da çocuğunuzla iletişim kurmanız çok önem taşıyor.  Okulun ilk gününden bir süre önce,  okul nedir, nasıl bir yerdir, orada neler yapılır, öğretmen ne demektir gibi onunla kendisinin algılayacağı şekilde  sohbetler edebilir ve hatta bu süreci aktaran kitaplardan faydalanabilirsiniz. Görsel anlatım sunan kitapların gücü burada da işinize yarayacaktır.

Çocuğunuzun öğretmeni ile bağ kurması en önemli noktalardan biri. Bu yüzden öğretmeniyle tanışıp eğer ona ısındıysanız çocuğunuza da bunu yansıtmalısınız. Okulun ilk gününden önce öğretmeninin fotoğrafını gösterip, ismini belirtmeniz bile bir başlangıç. “Yarın okula gideceğiz, orda pek çok arkadaşın olacak, öğretmenin böyle birisi, ismi şu, seninle oyun oynamak istiyor” şeklinde bir başlangıç konuşması onu bir tık daha hazır hale getirecektir. Sizin hislerinizi onun da hissedeceğini unutmayın. Siz tedirginseniz, o da tedirgin, siz rahatsanız o da daha rahat olacaktır.

Her okulda değişmekle beraber genellikle okulun ilk 1-2 haftası oryantasyon süreci olur ve  bu süreç her çocukta farklılık gösterir. Kimi çocuklar için 1 hafta yeterli iken, kimileri 1 ay veya daha uzun süreye de ihtiyaç duyabilir. Çocuğunuzun yaşı kadar, bu zamana kadarki deneyimleri de bu süreçte etkili olacaktır.  Bu yüzden her ne olursa olsun bu süreçte çocuğunuzu diğer çocuklar ile kıyaslamamalı ve asla baskı kurup ona kendisini suçlu gibi hissettirmemelisiniz.  İlk kez dış dünyada bakım vereninden uzak kalacağı için kaygılarını normal karşılamanız çocuğunuzun ruh sağlığında elbette çok önemlidir. Oryantasyon sürecini çocuğunuzun alışma sürecine oranla mümkün olduğunca uzatmaya gayret etmeli ve bu konuda okulun da sizi anlaması için elinizden geleni yapmalısınız.

Çocuğunuzun alışmasını kolaylaştırmak için sevdiği bir arkadaşıyla aynı sınıfı seçmeniz de ayrıca işe yarayabilir. Sınıfında önceden tanıdığı bir arkadaşının olması bu adaptasyonu hızlandırabilir ve kendisini güvende hissettirebilir. Bir alternatif olarak okula giderken sevdiği bir oyuncağını yanına almasını  da önerebilirsiniz. Bu da kendisini daha güvende hissettirecektir. Ancak en önemlisi alışma sürecinde, henüz tam anlamıyla hazır değilken sizin yanınızdan zorla koparılmaması ve  mümkünse sizi görebileceği bir noktada olabilmenizdir.

Oryantasyon sürecinde yarım saat ile başlayarak, gün be gün zamanın 1 saate, 2 saate çıkarılması ve yavaş yavaş sürecin uzatılması de sağlıklı bir süreç yönetimini sağlayacaktır. Son olarak ne zaman geleceğinizi ona her gün anlayabileceği şekilde ifade etmeniz ve mutlaka söz verdiğiniz saatte  orda olmanız da hem size olan güvenini sıcak tutmasına hem de okulu sizden bir kopuş olarak algılamaması için oldukça önem taşımaktadır.

Tüm bunlara rağmen hala çocuğunuz gitmek istemediğini söylüyor, isteksizce davrandığını fark ediyorsanız hazır olmadığının göstergesi olabilir.  Bu şekilde hala okula gitmesini beklerseniz , bu durum ileride farklı sonuçlar doğurabileceği için çocuğunuzun tepkilerini iyi gözlemlemeli ve verdiği mesajları dikkate almalısınız.

Hepimizin seçimlerini etkileyen ve hayatımızın her alanında var olan önemli bir şey var ki; o da renkler. Renk seçimi aslında öyle önemli ki yanlış seçildiğinde bir uyumsuzluk yaratabilirken aynı zamanda üretim ve satış için kullanılacaksa da bir başarısızlık doğurabiliyor.  “Renk Şifresi” kitabının da yazarı olan sevgili Zeynep Tarhan Muslu ile  Kurumsal ve Bireysel Renk Danışmanlığı, doğru renk kombinasyonları ve renk seçiminin önemi üzerine yapmış olduğumuz kısa sohbetimiz sizlerle:

Zeynep Hanım merhabalar, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Notre Dame de Sion Fransız Lisesi sonrası Sanat Yönetimi Ana Bilim Dalı ve Fransızca Mütercim Tercümanlık ana bilim dallarından mezun oldum. Aynı zamanda İngiltere Royal Academy Of Dance’e bağlı bir bale okulundan mezunum.

10 yıl boyunca başta Marie Claire olmak üzere çeşitli dergilerin Türk edisyonlarında moda editörü olarak görev yaptım. Dergiciliğe paralel olarak çağdaş sanatla ilgili de birçok projede yer aldım. Moda, sanat ve renklere olan tutkum Renk Şifresi’yle bir araya geldi.

Renk Şifresi Danışmanlığı gibi alışkın olmadığımız, özgün bir mesleğiniz var. Tam olarak neler yapar bir Renk Şifresi Danışmanı?

Hem tüketici hem de üretici odaklı çok sayıda hizmetimiz mevcut. Kurumlarla nokta atışı satış yaptıracak renk kurguları üzerine çalışıyoruz. Boya sanayii, tekstil, kozmetik gibi sektörlerde markalarla hem üretim hem de pazarlama süreçlerinde beraber çalışıyoruz. Renk Şifresi’ne göre doğru renk gruplarını hedef alarak üretilen ürünlerin satışlarında patlama yaşanıyor. Burada renk, ton uyumu, malzeme ve şekil bütünlüğüne odaklanıyoruz. Renk Şifresi’ni uygulayan tüketici ürününü sezon içerisinde seriler elinde yığılmadan satabiliyor. Aynı zamanda firmaların hem kendi üretiminin renk dengesi hem de tüketicisinin renk eğitimiyle eş zamanlı ilgilendiğimizde efektif satış oranında ciddi yükselmeler yaşıyoruz. Ayrıca bireysel hizmetlerimiz de mevcut, kişilerle Renk Şifresi çözerek onların nokta atışı alışveriş yapıp mutlu, renkli ve akılda kalıcı bir stil yaratmalarına destek oluyoruz.

Bu mesleği yapacak kişi sizce nasıl bir yapıya sahip olmalıdır?

Öncelikle renk denilip geçilen bir konuyu akademik olarak ele almak sabır gerektiriyor, bu detayı belirtmeliyim. Renkleri seven, tüm renklere kucak açan ve onların dilinden anlayan bir yapıya sahip olmak gerekir. Ama bence en önemlisi Renk Danışmanlığı yapacak kişinin sahip olduğu sanatsal altyapı. Eğer işini desteklemek için renk bilgisini geliştirecekse bu harika, ama bunu gerçek bir meslek olarak edinecek kişilerin sağlam bir temel sanat eğitimi almalarını ve multidisipliner sanatsal bakış açılarını geliştirmelerini kesinlikle öneririm.

Renk Şifresi kitabınız kulağa çok heyecan verici geliyor. Bu kitabı yazarken ilham aldığınız bir kişi veya bir kitap oldu mu?

Beni tam olarak tetikleyen unsur kitabın önsözünde yazılı. Renklere ilgim çok eskiye dayanıyor. Bunu başlı başına bir meslek olarak yapmayı moda editörlüğü ve stil danışmanlığı yaptığım dönemde fark ettim. İnsanların ve markaların renk kararlarını tamamen sistematik ilerletip etkili sonuçlar almak beni bu yönde motive etti. Renk Şifresi’nde bireylerin kısıtlı bütçeyle bile çok efektif ve nokta atışı alışveriş yapmasını sağlıyoruz. Ayrıca etkili bir imaj yaratmalarına olanak tanıyoruz. Kurumların ise tüketici hedefli doğru renk kombinasyonu ve form renk bileşkeleriyle satışlarını yükseltmelerine destek oluyoruz. Beni kitabımı yazarken en çok motive eden şey ise tüketimin bu kadar arttığı bir dönemde alım gücü yüksek olmayan ya da Renk Şifresi seanslarına gelemeyecek özellikle genç kızlar için nokta atışı alışverişler yapmalarını Renk Şifresi ile sağlamak. Kişiler, Renk Şifresi kitabını okuyarak, seanslara gelmeden de kendilerine ait renk tonu aralıklarını bulabiliyorlar.

Her renk herkese yakışmaz diye bir ön yargı var. Sizce de bu doğru mu? Kişi kendine yakışmayan bir rengi çok seviyorsa yine de üzerinde taşımalı mı?

Öncelikle herkes her rengi giyiminde, saçında, makyajında, dekorunda kullanabilir. Ama tonu çok önemli. Sevdiğiniz bir rengin aslında hangi ton aralığının size uyduğunu bulmanız gerekiyor. Çok geniş bir ton skalası bu, herkesin skalası içerisinde gökkuşağındaki tüm renklerin farklı farklı tonları mevcut. Tüm kişisel renkler, kişi özelinde asla değişmeyen bir ton ayarı içeriyor. Bu ton ayarı bir renk analizi seansıyla ya da Renk Şifresi kitabıyla keşfedilebilir.

Sizce kendine yakışan renkleri bilen ve bilinçli kullanan ünlüler var mı? Kimin tarzını beğeniyorsunuz?

Türkiye’den ünlüleri sıkça değerlendirmem isteniyor. Renkleri güzel kullanan isimler var. Ama öncelikle özgün ve cesurca kullanan birkaç yurtdışı örnekten bahsetmek istiyorum.

  • Leandra Medine: Deneyselliğini seviyorum. Aslında renklerini tam olarak biliyor diyemem, ya da biliyor ama hala denemek istiyor. Bu kızın deneysel özgünlüğü birçok kişi için ilham verici olabilir.
  • Caroline De Maigret: Fransız kadınları renk tonlarını ve stilini çok küçük yaşlarda oturturlar genellikle. Özellikle de gerçek bir Parisienne. Bence eski İstanbul da böyleydi, terziler hala stil danışmanımızken şahane kadınlar görürdük etrafta. Caroline De Maigret bunun güncel bir örneği.
  • Kelly Wearsler: Son dönemde radarıma takılan iddialı isimlerden. Özün, cesur, iddialı ama aynı zamanda asil bir duruşu var. Ayrıca renkleri en iyi ve en ilham verici kullanan iç mimarlardan biri olduğunu düşünüyorum.
  • Aslı Şafak: Türkiye’de kendi rengini en iyi tanıyan ekran yüzü olduğunu düşünüyorum. Bir kez bile renk, desen ve formlarla ilgili hata yaptığını görmedim. Saç kesiminden, makyajına, ayakkabısının ucuna kadar doğru giyinir.

Renklerin şifresini öğrendikten sonra kendi gardırobunuzda neleri değiştirdiniz?

Kişisel olarak stilim ve renk seçimlerim 12 yaşımdan beri sadece güncelleniyor diyebilirim. Arada tabii ki değişiklikler deniyorum ama annem ve anneannemin yönlendirmeleriyle çok küçükken bu renk konusunu henüz akademik olarak tanımıyorken zaten stilimi ve renk tonlarımı bulmuştum. Beraber çalıştığım kişilerde çok büyük gardırop değişimleri yapıyoruz.

Danışmanlık için size ulaşmak isteyen kişiler hangi adreslerden ulaşabilir? Kitabınızı nereden temin edebilirler?Danışmanlık için 444 0 240’ı arayarak randevu alabilirler ya da @zeyneptarhanmuslu instagram adresimden yazabilirler. Renk Şifresi kitabını ise D&R mağazalarından alabilir ya da Alfa Kitap ile D&R internet sitelerinden online olarak sipariş edebilirler.

 

Başarılı makyajlar güzelliğinize güzellik katarak size kendinizi çok daha iyi hissettirirken, başarısız makyajlar ise var olan güzelliğinizi bile gölgeleyebilir. Bu yüzden makyaj adeta bir sihir gibidir ve içerisinde oldukça fazla tüyo barındırır. Bu tüyolardan en önemlisi ise doğru tene doğru makyaj malzemesi seçimidir. Bugünkü yazımda sizlere esmer kadınlara yönelik makyaj tüyolarından keyifle bahsedeceğim.

Doğru kapatıcıyı, fondöteni, pudra ve allığı seçmek öncelikli adımlardır. Bu yüzden bu ürünlerin satın alımında gün ışığından mutlaka faydalanmalısınız aksi takdirde iç mekan ışıklandırmaları sizi yanıltarak yanlış ürün seçmenize sebep olabilir. Ürünlere çok aşina değilseniz, kozmetik mağazalarındaki cilt bakım uzmanlarından cildinize en doğal duracak ürünü seçme konusunda yardım almaktan çekinmemelisiniz.

Özellikle kapatıcı seçimi oldukça önemlidir. Yanlış kapatıcı seçimi yapılırsa, tüm makyaj yüzünüzde sırıtabilir. Allık seçiminde şeftali ve hafif kahveye kaçan parlak ve bronz tonları tercih edebilirsiniz. Ruj seçiminde ise iddialı renkler yerine kiremit tonları veya koyu kırmızı tonları deneyebilir, natürel görünüm seven biriyseniz krem tonlarını tercih edebilirsiniz.

Esmer kadınların en büyük avantajı, yüz hatlarını ortaya çıkaran elmacık kemikleri ve göz yapılarıdır. Kendini fark ettiren gözler için siyah ve gri tonlarında dumanlı göz makyajı ve eyeliner kullanımı tercih edilmeli böylece çekici bakışlara sahip olmanız çok da zor olmayacaktır.

Saç renginiz koyu tonlarda olup, gözleriniz renkli ise mürdüm, zümrüt yeşili, koyu menekşe ve amber kahvesi gibi göz makyajı tonları  iddialı bakışlara kavuşmanız için size çok yardımcı olacaktır.

Örnek olması açısından bazı ünlü isimlere yaptığım makyaj örneklerini inceleyebilirsiniz:

Cansu Dere
Hande Ataizi
Şükran Ovalı
Didem Delen

 

İdeal iş yeri denilince aklınıza ne geliyor? Çoğu insanın zorlayıcı hayat şartları sebebiyle “ideal” tanımı dolgun bir maaş iken, çalıştığınız iş yerinde artık önem verilmesi gereken ve sizi şevkle işinize adapte eden başka özellikler de olmalı. Aksi takdirde yalnızca maaş alabilmek için işe giden mutsuz bireylerden olmanız kaçınılmaz sondur. İşte gününüzün yarısını geçireceğiniz iş yerinizi seçerken önem vermeniz gereken kriterler:

  • Kariyer İmkanı: 10 sene daha aynı iş yerinde emek verdiğinizde hala aynı pozisyonda mı olacaksınız? Size sunulan kariyer imkanları, oluşabilecek boş pozisyonlar hangileri? Durduğunuz yerde saymak mı, yoksa sürekli ilerleyebileceğiniz, önünüzün açık olduğu iş yerleri mi tercihiniz? Kendinizi aşmanıza yardımcı olacak iş yerlerinin ortak özelliğidir kariyer haritaları.
  • Eğitim: Dikkat etmeniz gereken önemli noktalardan biri de bir iş yerinde ne kadar kendinizi eğitebileceğiniz. Devamlı aynı işi yapıyorsanız, aynı bilgileri kullanıyor ve aynı insanlarla çalışıyorsanız yerinizde saymanız kaçınılmaz. Bu iş yeri size ne kazandırıyor, mesleki anlamda ne öğretiyor? Elbette çeşitli kurslara giderek de eğitim alabilirsiniz ama en iyi eğitimin tecrübe ederek alınacağını unutmamakta fayda var.
  • Yasal Haklar: 2020 yılında olmamıza rağmen hala pek çok iş yerinin yasal haklara önem vermediğini ne yazık ki duyuyoruz. Bugün önemsiz gibi duran sigorta priminiz işten çıkarılma, emeklilik, iş göremezlik raporu gibi durumlarda en önemli konu haline geliveriyor. Fazla mesai ücreti, sigorta primi, yıllık izin hakkı gibi pek çok yasal hakkınızın korunduğu bir yer, aynı zamanda size saygı duyan bir iş yeri demektir.
  • Yan Haklar: Her iş yerinde var olmasa da yan haklar da etkileyici konulardan. Kurumsal firmaların, başlangıç aşamasında maaş bütçesini düşük tutarak yan hakları arttırdığını duyarız. Sebebi kişinin daha iyi şartlarda yaşamasına olanak sunmaktır. İyi bir özel sağlık sigortası, işe kolay gelip gitmenizi sağlamak üzere servis imkanı ve daha pek çok önemli yan hak iş yeri seçimini etkileyen unsurlardandır.
  • Şirket Kültürü : Her şirketin bir çalışan yapısı, işveren yapısı ve kendine has kültürü vardır. Şirket kültürünün sizinle bağdaşması kendinizi oraya ait hissetmeniz ve rahat çalışmanız için çok önemlidir. Aksi takdirde diken üzerinde gibi olabilir ve kendinizi iş ortamınıza adapte edemeyebilirsiniz.
  • Değer Verme: Her insan değerli olduğunu hissetmek ister. Değerli olduğunu hissetme iş yeri bağlılığını ve şevkle çalışmayı arttıran önemli bir konudur. Size değer veren bir iş yerinde siz de daha mutlu çalışarak daha verimli olacaksınızdır. İş yeri seçiminde bazen değerli hissetme, maddi kazancın bile ötesi geçebilir.

Herkesin öne çıkan maddeleri farklı olduğuna göre, sizin işyeri seçiminde kriterleriniz neler?

Özgecan, Şule, Ceren,Emine, daha adını sayamayacağımız bir çok kadın ve şimdi de Pınar…  Haziran ayı içerisinde öldürülen 27.kadın…Yarın belki sen, annen, kız kardeşin, kız arkadaşın, o çok sevdiğin komşun ve daha tanımadığın pek çoğu. Ardı arkası kesilmeyen bir furya olup çıkan, adeta toplumun yüz karası, yakamıza yapışan bir musibet silsilesi. Hepimizin adını ezberlediği, utanç vesikası “Kadın Cinayetleri”

Bir iki tanesi hariç çoğunlukla katille olan bağ gönül ilişkilerine dayanıyor.  Toplumda “yanlış erkeği seçmek” diye bir sebep üremiş durumda. Kim bilebilir ki seçtiği kişinin yarın katiline dönüşeceğini? Hepimiz güzel umutlar ve güzel heyecanlarla başlamıyor muyuz ilişkilerimize? Hepimiz o hayatımızdaki kişiyi yere göğe sığdırmıyor muyuz, savunmuyor muyuz ele güne karşı sürekli? Ana sorun; erkek arkadaşın yanlış seçimi değil, erkek çocuğun yanlış yetiştirilmesi. Önce toplum olarak bunu anlama, kabullenme ve etrafa kabullendirme zamanı.

Öteden beri sergilenen davranışların ve karakterin çocukluğa ve hatta bebekliğe dayandığını sıkça duyarız. Çocukluğun yanı sıra bugün de içinde bulunulan şartlar, yetişilen aile, yetişilen toplum, arkadaş ortamları, erkek egemen gelenekler, cinsiyetçi yaklaşımlar, cinsiyetçi kariyer imkanları dahil olmak üzere daha sayamadığımız pek çok neden inceden inceye erkeklere bu manasız güç(!) hissiyatını aşılıyor.  Ailelerin erkek çocuklarını gözünde bu denli yüceltmesi, “erkektir yapar” zihniyeti, en modern ve en eğitimli gözüken ebeveynlerde bile erkek çocuklarına müsamaha gösterme oranının yüksekliği, erkek çocuğunun kendini dünyanın merkezi sanması tüm bunlar geleceğin şiddet eğilimli bireylerine zemin hazırlamakta ne kadar da usta işbirlikçiler.

Çocukların yetişirken demokratik, iyi birer eş ve kadınına değer veren bir erkek olması çok mu zor peki?  Örnek alınan uyumlu, saygının ve iletişimin eksik olmadığı bir aile,  annesine veya kız kardeşine evde verilen söz hakkı, kendini ispatlamanın ses yükseltme, aşağılama veya iğneleme olmadığının empoze edildiği bir yetişme ortamı lazım bu toplumun erkek çocuklarına. Ancak o zaman bir şeylerin düzelmesine umut besleyeceğiz.

Tıpkı Sait Faik’in dediği gibi : “Dünyayı güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey”

 

 

Gelinlik seçimi düğün hazırlıkları içindeki belki de en zor olanı. O kadar çok seçenek var ki, denedikçe kafalar daha da karışıyor. Peki bu karışık süreci, seçenekleri daraltarak kolaylaştırmaya ne dersiniz? Doğru gelinlik seçimi için neler yapılabilir okuyalım o zaman:

  • Mekana Göre Gelinlik : Tabii ki düğün sizin, gelinlik sizin. İstediğiniz gelinliği istediğiniz mekanda giyebilirsiniz. Ancak düğün tarzınızla uyumlu bir gelinlik seçimi daha hoş bir atmosfer yaratacaktır. Bazı gelinlikler kapalı mekanlarda daha çok tercih edilebilirken, bazıları açık mekanlara daha fazla hitap eder. Prenses modeller ve A kesim modeller balo salonları ile daha uyumlu bir profil oluştururken, uçuş uçuş etekli fresh bir gelinlik kır düğünlerinde farkını daha iyi yansıtabilir, kumsal düğünlerinde bohem ve etnik modeller tercih edilebilir,  kısa gelinlikler ise çılgın partiler için uygun birer seçim olabilir.

  • Vücut Tipinize Göre Gelinlik : Her kıyafetin her vücuda yakışmayacağını hepimiz biliriz aslında ama bazen yine de o kıyafeti alırız. Gelinlikte bu riske girmemenizi öneriririz. Çünkü düğününüz hayatınızın en özel günü ve telafisi olmayacak. Vücut tipinizi göz önüne alarak ona göre gelinlik seçiminizi yapmaya çalışın. Karın bölgenizde fazlalıklarınız yok ise rahatlıkla Balık Modelleri tercih edebilirsiniz veya büyük göğüslü gelinler için derin göğüs dekoltesi yerine sırt dekoltesi tercih edilebilir. Sizin vücudunuz hangi gelinliği daha iyi taşıyabilir seçiminizi yaparken buna odaklanın.

  • Müzik Tarzına Göre Gelinlik : Vur patlasın çal oynasın bir düğün mü planlıyorsunuz, yoksa kokteyl tarzında hafif müzikler ve trio ekibinin olduğu bir düğün mü? Eğer düğününüzde yerinizde oturmayacak bir gelin olacaksanız, kuyruklu bir gelinlik size devamlı problem oluşturacaktır, daha kısa bir kuyruk ve kısa bir duvak tercih etmelisiniz.
  • Modaya Göre Gelinlik : Moda sizin için her daim ön planda ise, gelinlik defilelerini atlamayın deriz. Her sene değişen gelinlik modasında 2020 yılında kabarık omuzlar, tek omuzlu modeller, tüy detaylı tasarımlar, rengarenk narin işlemeler ve asimetrik modeller ön planda. 

   

           Senelerdir hayaliniz olan bir model deneyince size yakışmayabilir. Öte yandan hiç aklınızda olmayan bir model belki tam size göredir. Gelinlik seçiminde verilebilecek en iyi öneri, yukarıdaki kriterleri de göz önüne alarak hiç bir gelinlik için ön yargılı olmamak ve her modelden en az bir tane denemek. Bu zorlu ve keyifli seçimde kolaylıklar sizinle olsun.

Çok istediğiniz o firmada, beklediğiniz pozisyon için arandınız ve görüşmenin online gerçekleşeceği size bildirildi. Ne yapmalı, nasıl hazırlanmalı, nelere dikkat etmeli de bu işi onlarca aday arasından sivrilerek kapmalı? Dikkat edilmesi gereken hassas noktaları titizlikle düzenledik :

  • Teknik detaylar : Görüşme esnasında devamlı sesinizin gidip gelmesi, görüntünüzün donması, arızalı kamera ile görüşme yapmanız takdir edersiniz ki hem sizin hem de mülakat yapan kişinin konsantrasyonunu bozarak, görüşmenize olumsuz etki yapacaktır. Teknik detayları görüşme öncesi mutlaka kontrol etmeli, problem varsa gidermelisiniz. Bir diğer önemli detay ise bilgisayarınızın şarj durumunu önceden kontrol etmeli, görüşme ortasında bilgisayarınızın kapanma riskini göz önünde bulundurmalısınız.
  • Kamera açısı : Kameranın açısı oldukça önemli bir detaydır. Kamera aşağıdan veya yukarıdan değil, yüzünüzü tam karşıdan görülebilecek şekilde konumlandırılmalıdır.

  • Görüşme ortamı : Görüşme yapacağınız alanda ışık ve arka fon oldukça önemlidir. Çok loş veya göz yoran aşırı ışıklı bir ortam sizin görünümünüzü olumsuz etkileyebilir. Net bir şekilde görüneceğiniz bir şekilde ışığı ayarlamalısınız. Ayrıca mutfak, yatak odası gibi alanlardan mutlaka kaçınmalı, çalışma odası veya çalışma ortamı havası verilen bir yerde görüşme yapmalısınız. Görüşmeyi ciddiye almanızı göstermek için bu detaylar önem taşımaktadır.
  • Kıyafet seçimi : Yüz yüze bir görüşmeye giderken ne şekilde hazırlanıyorsanız evde de aynı şekilde hazır olunmalıdır. Evin rehavetine kapılıp salaş kıyafetler, dağınık saçlar veya özensiz bir görünüm ile görüşmeye katılmamalısınız. Kadın adaylar dekolteden ve abartılı makyajdan kaçınmalı, sade ve şık olmaya özen göstermelidir. Erkek adaylar ise dağınık saç ve sakal ile görüşmeye katılmamalıdır.
  • Zamanlama : Görüşmeniz online bile olsa kesinlikle zamanlama çok önemlidir. Geç kalmamaya özen göstermeli, geç kalacaksanız mutlaka karşı tarafa önceden bilgilendirme yapmalısınız. Tüm kontrolleri sağlayabilmek adına görüşmeye 5 dakika önceden katılmak için hazır beklemeniz ideal olacaktır. 

  • Ciddiyet : Görüşme esnasında evden hiç kimsenin görüşmeyi bölecek davranışlar sergilememesi, sizin dikkatinizi dağıtmaması çok önemlidir. Bu yüzden ev halkını iş görüşmesinde olduğunuza dair önceden mutlaka uyarmalısınız. Görüşme bitiminde el sallamak gibi samimi hareketlerden kaçınmalı, neticede bir iş görüşmesinde olduğunuzu hiç bir zaman unutmamalısınız. Telefonunuzun sesini kısmanız da işin ciddiyetinde olduğunuzu yansıtan önemli bir davranış olacaktır.

Daha önce online görüşme konusunda hiç tecrübeniz yok ise size önerimiz; mutlaka bir arkadaşınızla deneme görüşmesi yapmalısınız, böylece heyecanlanma ve oluşabilecek aksaklıkları önceden tespit edebilir ve önleminizi ona göre alabilirsiniz.  Online veya yüz yüze tüm iş görüşmelerinde hatasız davranmak için “İş görüşmesinde asla yapılmaması gerekenler” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.