Etiket

kadın hakları

Yazılar

Woman TV’de yayınlanan İnci Bekarlı’nın sunuculuğunu yaptığı Yeniden Başla programına konuk olan Kurucu Ortağımız Selen Atasoy, 4857 sayılı iş kanununa göre iş hayatında kadın hakları, hamilelik ve doğum sürecinde kadınlar, kadınların önündeki kariyer engelleri, Türkiye’de kadın istihdamı gibi konulara değinerek bilgilerini Woman TV izleyicileri ile paylaştı.

Aynı zamanda kendi işini kurmak isteyen,  girişimci kadınlara sunulan devlet imkanlarını da es geçmeyen Selen Atasoy üniversite seçiminde kadın adaylara sevdikleri ve yeteneklerinin var olduğu alanlara yönelmelerini önerdi.

Pek çok konuda yeteneklerini ve kapasitelerini değerlendiremeyen çok sayıda kadın olduğunun altını çizen Selen Hanım, kadınların daha özgüvenli ve daha kararlı olurlarsa çok daha hızlı yükselebileceğini belirterek avantajlarımızın farkına varmamız gerektiğini düşünüyor.

Programı izlemek için youtube linkini sizlerle paylaşıyoruz.

Keyifli seyirler,

İlham Veren Kadınlar yazı dizimizde her yaştan kadınların dünya üzerinde bıraktığı izleri anlatmayı çok seviyoruz. Bu defa sizlere 18 yaşında olan ve genç yaşına rağmen Türkiye’nin yanı sıra dünya üzerinde  pek çok oluşumun içinde var olan Selin Özünaldım’ı tanıtacağız. Toplumsal cinsiyet eşitliği aktivisti Selin’in ilham verici yaşamı ve yaklaşımlarını yakından tanıyalım. 

Merhabalar, okurlarımız için kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Ben Selin Özünaldım, İstanbul’da yaşayan 18 yaşında bir toplumsal cinsiyet eşitliği aktivistiyim. UNWomen’in küresel cinsiyet eşitliği hareketi HeForShe’nin Türkiye’deki en genç temsilcisiyim. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler tarafından National Gender Youth Activists grubu için globalde seçilen 300 gençten biriyim. STEM’de kadının güçlendirilmesi üzerine farklı robotik ekipleriyle çalışarak ve Girls Who Code hareketini Türkiye’ye getirdim. Genç kızları robotik takımlarda yer almaya teşvik eden #GirlsWhoFIRST hareketinin de kurucu ortağıyım. Bunların yanı sıra, bir video röportaj platformu olan We Ground Zero platformunun kurucusuyum ve dünyada fark yaratan başarılı insanları dinleyerek jenerasyonumuza ilham vermek ve güçlendirmek bizim hedefimiz. Kızların eğitimi ile ilgili United Nations Girls Education Initiative’in Transform Education kampanyasının Guiding Group’unda yer almamın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Vakfı’nın Girl Up hareketinin de ülkemizdeki kurucusuyum.

Pek çok farklı oluşumun içinde adınız geçiyor. Şuanda hangi projelerde aktif yer alıyorsunuz?

National Gender Youth Activists grubunun bir parçası olarak, şuanda yılın en büyük ve en önemli etkinliği olan Nesiller Boyu Eşitlik Forumu (Generation Equality Forum) üzerine çalışıyoruz.

Nesiller Boyu Eşitlik Forumu, BM Kadın Birimleri tarafından düzenlenen ve Meksika ve Fransa hükümetlerinin ev sahipliğinde, sivil toplum merkezli, küresel cinsiyet eşitliği için bir toplantıdır. 29-31 Mart 2021’de Mexico City, Meksika’da başlayacak ve Haziran 2021’de Paris, Fransa’da doruğa ulaşan Forum, cinsiyet eşitliğine yönelik acil ve geri döndürülemez ilerleme sağlamak için bir dizi somut, sürdürülebilir ve dönüştürücü taahhütleri güvence altına alacak. Dönüm noktası niteliğindeki bu çaba, iddialı yatırımları ve politikaları tanımlamak ve duyurmak için hükümetleri, şirketleri ve değişimi bir araya getirecek.

Forum, 1995 yılında Pekin’de cinsiyet eşitliği konusunda stratejik, cesur adımlar atma taahhütlerine rağmen, ilerleme ve uygulamanın yavaş olduğu gerçeğine yanıt veriyor. Bugün hiçbir ülke cinsiyet eşitliğini sağladığını iddia edemez. Kadın haklarının, artan yoksulluk ve cinsiyete dayalı şiddet riskleri nedeniyle, COVID-19 krizinin bir sonucu olarak daha da gerileme riskiyle karşı karşıya olduğu Forum, tüm kadınların insan haklarına nihayet ulaşmak için bir toplanma noktasıdır.

Nesil Eşitliği Forumu, aynı zamanda, toplumsal cinsiyet eşitliği için güçlü ve kalıcı bir koalisyonu besleyecek ve dönüştürücü bir değişim elde etmek için hükümetleri, aktivistleri, şirketleri, feminist örgütleri, gençleri ve müttefikleri bir araya getirecek. (Birleşmiş Milletler, Generation Equality Forum website)

Küresel Cinsiyet Eşitliği Hareketi olarak bilinen HeForShe’nin Türkiye’deki en genç temsilcisisiniz. Bu oluşumun temel misyonu nedir?

HeForShe, Birleşmiş Milletler cinsiyet eşitliği küresel dayanışmasıdır. Dünya bir dönüm noktasında. Dünyanın her yerinde insanlar cinsiyet eşitliği fikri üzerine çalışmalar yapıyor ve destekliyor. HeForShe olarak, bunun sadece kadınları ilgilendiren bir sorun olmadığını, bir insan hakları sorunu olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. HeForShe, cinsiyet eşitliği için cesur, somut  ve birleşmiş bir kuvvet oluşturmak amacıyla, kadınlarla dayanışma içinde, birlikte harekete geçmek üzere tüm erkeklere ve her cinsten insana bir çağrıdır. HeForShe’ye destek veren erkekler sadece yan unsurlar değildirler. Şirket kurmak, çocuk yetiştirmek ve içinde bulundukları topluma borçlarını ödemek için kadınlarla ve birbirleriyle birlik içerisinde çalışıyorlar.

Ben de ülkemizdeki en genç HeForShe temsilcisi olarak, Türkiye’nin dört bir yanındaki liselere ziyaretler gerçekleştiriyorum, hem feminizm, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konulardaki soru işaretlerini gidermeyi amaçlıyor hem de HeForShe hareketini yaşıtlarıma tanıtıyorum. Hatta öğrencilerin kendi liselerinde de HeForShe takımları ve kulüpleri kurarak harekete destek olmalarını, değişimin bir parçası olmalarını hedefliyorum.

Pek çok yaşıtınız sizin ilgilendiğiniz çoğu konudan haberdar bile değilken, sizin bu denli bilinçli olmanız kadınlar adına oldukça çok ümit verici. Sizin bu girişimlerde ilham kaynağınız kimdir?

Tabii ki bu yolda yürürken pek çok ilham kaynağım, kendime rol model aldığım başarılı kadınlar oldu. Benim amacım Türk kız çocuklarının sesi olabilmek ancak onların da kendi seslerinin farkına varmaları, tutkularını keşfetmeleri ve bu yolda, hayalleri uğruna seslerini kullanmalarını sağlayabilecek bir ortam sağlamak. Herkesin gerçek anlamda, hayatın her alanında eşit olduğu bir dünya hayal ediyorum. Sadece bugünümüz için değil, yarınımız için de çalışıyorum, sadece kendim için değil, dünya üzerindeki her genç kız için çalışıyorum ve eğer uğruna çalıştığım amaçlara ulaşabilirsem bu herkese fayda sağlayacak bir şey. Bir Türk genci olarak, ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan ilerlemek ve onun mirasını taşıdığıma emin olmak istiyorum.

Türkiye’de kadınların daha özgüvenli, daha cesur, daha bilinçli olması için sizce neler yapılmalı? Dünyadaki cinsiyet eşitsizliğini durdurmanın en temel yolu ne olabilir?

Önceki sorulara benzer sorulardan maalesef ki çokça tepki ve ,ne dersem diyeyim, negatif geri dönüşler aldığımdan cevaplamak için kendimi rahat hissetmiyorum. Ancak bu iki soru yerine konu hakkındaki ülkemizdeki ve dünyadaki çalışmalar üzerine görüşlerimi paylaşmaktan mutluluk duyarım:

Açıkça konuşmak gerekirse, şuanda yürütülen çalışmaları yeterli bulmuyorum. Çünkü kendi gözlemlerimi ele alarak konuşmam gerekirse, genel olarak şu şekilde bir algı var ‘Sadece tek bir alana odaklanarak çalışmalıyım’ örneğin iklim aktivistiyseniz eğer eğitimde fırsat eşitliği üzerine çalışamazmışsınız veya cinsiyet eşitliği aktivistiyseniz yeşil enerji üzerine bir fikriniz olmamalıymış gibi bir algı var. Bu düşünce yapıları da bizi çıkmaza sürüklüyor. Çünkü Birleşmiş Milletlerin de 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde anlatmaya çalıştığı üzere, biz global sorunlar üzerinde çalışıyoruz ve global çözümlere ihtiyacımız var. Ayakkabı bağcığı gibi düşünün. Bağcıklar birbirine karıştığında, tek bir elinizi kullanarak açmaya çalışırsanız veya tek bir düğüme odaklanırsanız ne kadar başarılı olursunuz ki? Hayır, bunların hepsi birbirleriyle bağlantılı. Bu nedenle herkes yorganın bir ucundan tutmalı ve konfor alanımızdan çıkmalıyız ki değişimi yaratabilelim.

En etkilendiğiniz kitap ve film hangisi oldu bu zamana kadar?

Beni en çok etkileyen kitap kesinlikle Paulo Coelho’nun ‘Simyacı’ adlı kitabı. Dünyaya, insanlara ve hayata karşı bakış açımı tamamıyla değiştiren bir kitaptı. Film olarak da, Olağan Şüpheliler filmi beni her seferinde etkilemeyi başarıyor. Hikaye akışından tutun oyunculuklara, senaryodan tutun müziklere gerçek bir başyapıt.

İleride kendiniz için nasıl bir yol çizmeyi planlıyorsunuz?

Eğitim benim hayatımda çok önemli bir yer tutuyor. Aktivizm de benim hayatımın kaçınılmaz bir kısmını oluşturuyor, adeta bir parçam ve hayatımın her alanında olduğu gibi üniversite eğitimim için de aktivist kimliğimi destekleyecek türde bir yol çizeceğim. Üniversite yıllarımda aktivizm çalışmalarımı devam ettirirken, ülkeme ve ülkemdeki kız çocuklarına fayda sağlayabileceğim bir kariyer hedefliyorum. Bir gün Birleşmiş Milletler ile çalışmak en büyük hayallerimden biri.

Okurlarımız için bir mesaj vermenizi istesek, nasıl bir mesaj olurdu?

Kendi mottom olan, kendime her sabah hatırlattığım ve çok yararını gördüğüm bir sözü paylaşmak isterim:

‘Dünyada görmek istediğiniz değişimin kendisi olun.’ -Gandhi

Çünkü, En büyük sorunlarımızdan birisi, herkes günlük yaşantısında, belirli bir konuda, bir eksiklik tespit ediyor. Bu konuda düşüncelerini beyan ediyor ve eleştirilerini yapıyorlar ancak sonrasında kimse aksiyon almıyor. Ancak o yanlış bulduğunuz şeyi, o sorunu değiştirmek adına bir adım atmazsanız, kimsenin de adım atmasını beklememelisiniz. Gandhi’nin de dediği gibi, kısacası: 

“Görmek istediğiniz değişimin kendisi olmalısınız”

Yıllardan beri uygulamaya geçilmesi için beklenen regl izni için günümüz iş dünyasında firmalar yavaş yavaş görüş değiştirmeye başladı. Kadınların menstruasyon dönemlerinde vücutlarında meydana gelen hormonel değişimlerin ister istemez iş verimini düşürdüğü ve dinlenme ihtiyacı duydukları herkesçe bilinse de ne yazık ki bu konuda bu zamana kadar pozitif bir gelişme kaydedilememişti. İzin kullanmak isteyen kadın çalışanlar ya yıllık izin, ya ücretsiz izin ya da fazla mesailerden hak kazandıkları izinleri kullanırlardı. Ancak bir ilk olarak uygulamaya geçen bazı iş yerleri sayesinde değişimin başladığı müjdesi alındı.

Dünyada ilk olarak 1947 yılında Japonya’da kadınlara verilen regl izni, Filipinler, Çin, Tayvan ve Endonezya’da da mevcut. Bazı ülkeler kadının bu izni kötüye kullanacağını düşünerek, doğruluğunu teyit etmek amacıyla çalışanından idrar tahlili dahi isteyebiliyor. İngiltere’de ise bir jinekoloğun sosyal medya üzerinden başlattığı 3 günlük izin kampanyasına  halktan destek hızla artarken, tüm gözler kendi ülkemize,Türkiye’ye dönüyor şimdi.

2004 yılında yürürlüğe giren Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği’nde regl iznine değinilmişti. Ancak 2013 tarihinde bu yönetmelik rafa kaldırıldı. Aradaki 9 senede ise yönetmelikte yazdığı halde regl izni hakkında herhangi bir uygulamaya geçilmedi ve kadınlar için oldukça önemli olan bu konu yalnızca yazılı bir madde olarak satırlar arasında kaldı. Daha kötüsü ise bu yönetmeliğin kaldırılması kadınlara uygun olmayan kanalizasyon, tünel inşaatı gibi pek çok işte çalıştırılmanın da önünü açmış durumda, hem de kadın sağlığına yönelik herhangi bir tedbir alınmaksızın.

Yıl 2020 ve şimdi müjdeli haber önce ünlü telefon uygulaması Zomato’dan, akabinde de İzmir’e bağlı Bornova Belediyesi’nden geldi. Kadınlara regl izni tanıyan bu iki kurum da diğer iş yerlerine örnek olması açısından takdir ediliyor. Umuyoruz ki diğer kurumlar da olması gerekeni, kanunda olup olmadığına bakmaksızın yerine getirirler. Böylece kurum içinde motivasyon ve firma bağlılığı adına harika bir adım atmış olacaklar.

İş dünyasının azimli çalışanları, parlak fikir sahipleri, kurtarıcı kahramanları, pratik çözüm bulucuları kadınlar ve iş hayatındaki sadece kadınlara özel haklar konulu yazımızı okumaya hazır mısınız? İşte 4857 sayılı iş kanununun kadınlara tanıdığı haklar:

  • Evlilik Sebebiyle Kıdem Tazminatı : İş Kanunu’nun 14. maddesinde belirtildiği üzere; kadın çalışanlara mahsus olan evlilik sebebiyle kıdem tazminatı alma hakkı, nikahtan itibaren 1 sene sonrasına kadar kullanılabilir. Düğün tarihi değil, nikah tarihi önemlidir. Kadın çalışanlar, evlilik cüzdan fotokopisi ve bir dilekçe ile “Evlilik sebebiyle iş akdimi feshediyorum” şeklinde taleplerini kurumlarına belirtmelilerdir. Evlilik sebebi söz konusu olduğunda iş akdinin feshedilmesi için ihbar süresi bulunmamaktadır.
  • Doğum İzni (Doğum raporu):  Analık izni diye de geçen doğum izni toplam süresi 16 haftadır. Bu sürenin 8 haftası doğumdan önce, 8 haftası ise doğumdan sonra kullanılmak üzere kadın doğum uzmanınız tarafından planlanır. Ancak talebiniz ve doktorunuzun onayı olursa doğumunuza 3 hafta kalaya kadar çalışmaya devam edebilirsiniz. Bu seçeneği tercih ederseniz doğum öncesinden artan 5 hafta, doğum sonrası izninize eklenir. Burada doğum zamanı için gebeliğinizin 40. haftası baz alınır, elbette doğumunuzun tarihine göre süreler yeniden doktorunuz tarafından revize edilecektir. Çoğul gebelikler için (ikiz, üçüz) toplam süreye ekstradan 2 hafta daha eklenir. Bu 16 haftalık süre için iş yeriniz size herhangi bir maaş veya sgk prim ödemesi yapma zorunluluğunda değildir, bu süreçteki maaşınızı Sosyal Güvenlik Kurumu sizin adınıza PTT’ye yatırmaktadır. Takibi için SGK’yı arayabilirsiniz.

Dip Not: Doğum sonrası verilen 8 haftalık izin hakkınız, evlat edinmeniz durumunda da mevcuttur.

  • Süt İzni : Doğum izni bitip iş yerine dönen kadın çalışanlar için günlük 1.5 saat süt izni bulunur. Bu izinler çalışanın talebine göre haftalık toplu olarak kullanılabilir. Çalışan süreyi ne zaman kullanacağını kendisi belirler (gün ortası, gün sonu .. gibi) Toplu kullanımlarda genellikle haftada 1 güne tekabül eder. Bu izin doğumdan sonra 1 sene geçerlidir. Önemli nokta; işe dönüş tarihi değil, doğum yapma tarihi esas alınır. Çalışılmayan günler için süt izni hakkı bulunmaz, fiilen işe gelinen günlerde bu izin söz konusudur.

  • Doğum Sonrası Ücretsiz İzin : 16 haftalık doğum iznini kullanan kadın çalışanların 6 ay ücretsiz doğum izni kullanma hakları bulunur. Bu hak, işveren onayı gerektirmeden kadınlara verilen bir haktır. Bu süreçte işverenin size maaş veya SGK prim ödemesi yapmak zorunluluğu yoktur.
  • Süt Parası : Doğum yapan ve çalışan kadınlara ödenen bir seferlik paradır. Tutarı her sene için güncellenir, zaman aşımı 6 aydır. SGK tarafından PTT’ye sizin adınıza yatırılır. Başvurusu için SGK’yı aramalısınız.
  • Gebelikte Doktor Kontrolleri: Gebelikte her ay gidilen rutin doktor kontrolleri için izin kullanılır ve bu izinler izin hakkından düşülmez veya ücretsiz izne çevrilmez. Ücretli izin söz konusudur. Yani gebelere maaş kesintisi yapılmadan doktor kontrollerine gitme hakkı bulunmaktadır.
  • Gebelikle İlgili Özel Durumlar :  İş Kanunu’ nun 74. maddesine göre; hamileler günde maksimum 7.5 saat (mola süreleri hariç) çalıştırılabilirler. Ayrıca fazla mesaiden ve gece çalışmasından muaftırlar.  Bu iki hususta gebe çalışanın kendi rızası dahi olsa olası bir durumda kurumlar sorumlu tutulacaktır.  Ayrıca kurumun kıyafet yönetmeliği gereği belirlenen şartlar (örneğin topuklu ayakkabı veya dar üniforma) gebeyi rahatsız ediyorsa revize edilmelidir. Kadın çalışanlar, gebeliği tehlikeye atılan bir görev başında ise gebelik boyunca farklı bir departmana ve rahat çalışma şartları sunulan bir göreve tayin edilmelidir. Bu durumlarda çalışanın maaşında herhangi bir kesinti yapılması uygun değildir.
  • Yarım Çalışma :  16 haftalık doğum izninin bitiminden itibaren  çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla kadın  çalışanlar eğer isterlerse;  birinci doğumda altmış gün, ikinci doğumda yüz yirmi gün, sonraki doğumlarda ise yüz seksen gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin alabilirler. Çoğul doğum hâlinde bu sürelere otuzar gün eklenir. Yarım çalışma sonrası tam zamanlı çalışmaya dönen kadın işçi çocuğu 1 yaşına gelmemişse süt iznini kullanmaya devam edecektir.
  • Regl İzni : Kadınlara yönelik bu özel durum için geçmiş yıllarda pek çok adım atılmaya çalışılsa da uygulamaya geçilmesi hala mümkün olmadı. Ağır ve tehlikeli işlerde çalışan kadınlar için regl izni 5 gün olarak belirlenmişti ancak uygulanamadan bu yönetmelik rafa kaldırıldı. Şuanda regl izni verilen sadece 2 kurum bulunuyor. Biri İzmir Barosu, diğeri ise Tunceli Belediyesi. Darısı tüm diğer kurumların başına.

              Dip Not : Bir de kadınlar için verilen doğum yardımı adı altında bir hak daha vardır ancak bu hak için çalışan anne olmak şart değildir. Canlı doğum yapmanız, TC vatandaşı veya mavi kart sahibi olmak yeterlidir.15.05.2015 tarihinden sonraki doğumlar için ödenen doğum yardımı her çocuk için ayrı tutardadır. 1.çocuğunuz için 300 TL, 2. çocuğunuz için 400 TL.,3. çocuğunuz için ise 600 TL. olarak belirlenmiştir. 3’ten daha fazla çocuğunuz olursa yine 600 TL. yatırılacaktır. Evlat edinmeniz durumunda, evlat edinilen çocuğunuz için bir yardım verilmez ancak çocuk sayısında bu durum dikkate alındığından önem taşır. Doğum yardımından faydalanmak için  zaman aşımı 5 senedir.