Etiket

karantinada evde yapılabilecekler

Yazılar

Bitkiler, dünya üzerinde yaşayan en sessiz canlılar denilebilir. Kimi narin, hassas; kimi çetin ceviz, her ortamda yaşar. Kimi yerinden oynamayı sevmez. Evde yetiştirilen çiçekler, insanla sesli şekilde konuşamayan, ancak bir şekilde iletişim kuran estetik yoldaşlardır. Şehir hayatında toprağa dokunabilmenin bir aracıdır.

Evdeki uğraşların dur durak bilmediği bu dönemde, mevsimin bahara dönmesi, yalnızca bahçelerde değil, evlerde de çiçekleri şenlendirdi.

İlgi, şefkat ve özenle bakıldığında hızla çiçek açan, yeşeren ve yaşadığı ortama güzellik katan salon bitkilerine kapıyı aralıyoruz:

Spathiphyllum (Barış Zambağı/Çiçeği)

Spathiphyllum (Barış Zambağı/Çiçeği): Bakımı çok kolay, az ışık isteyen Spatifilyum aynı zamanda ortamdaki bir çok toksini de uzaklaştırır. Ev ısısı, yetişmesi için yeterlidir. Çok soğuk ve çok sıcak ortamlarda tutulmamalı, direk güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır. Her ne kadar haftada 1 sulama ideal denilse de toprağının hiç kuru bırakılmamasına özen gösterilmesi gerektiğinden, evin içindeki toprağın kuruma durumuna göre sulaması yapılmalıdır.
Eğer hiç çiçek açmazsa, evdeki yerini beğenmemiş olma ihtimali çok yüksek. Aldığı ışık, bulunduğu ısı ve sulama miktarında değişikliğe gidilmelidir.

Spatifilyum susuz kaldığında sarkabilir. Sulandıktan sonra tekrar canlanmazsa, aşırı sulanması nedeniyle kök hastalığı olabileceği düşünülebilir. Bu durumda tüm siyah / zarar görmüş kökleri temizlenerek, taze toprakla yeni bir saksıya ekilmelidir. Yeniden yerleştirdikten sonra sulamaya dikkat edilmelidir.

 

Antoryum

Anthurium (Antoryum): Çiçekleri en uzun süre açık kalan bitkilerden birisi olan Antoryum, estetik olmasının yanı sıra, çiçeklerinin şeklinden dolayı mutluluğu ve bolluğu simgeler.

Antoryum ışığı sever ve ne kadar çok ışık alırsa o kadar çok çiçek açar. Ancak direk güneş ışığına da maruz bırakılmamalı. İyi aydınlatılmış bir ortam, idealidir.

Toprağının üstünün %25’i kuruduğunda sulanması gerekir. Her bitkide olduğu gibi tutarlı bir sulama programı gereklidir.
Nemi sever, kuru ortamda tutulmamalıdır. Eğer kuruyan bir çiçeği olursa, hemen o çiçeğin temizlenmesi gerekir ki büyümeye teşvik edilsin.
Antoryum’un nemi sevdiği ve sık sık nemli bırakılması gerektiği unutulmamalıdır.

 

Orkide

Orchid (Orkide): Orkideler, dünyadaki en yaygın çiçek açan bitki ailesidir. Pek çok boyut, şekil ve renkte olurlar. Bazı orkidelerin büyümesi zor olabilirken, bir çoğu pencere kenarında gelişir. Evlerde başarılı bir orkide yetiştirmek için ihtiyaç duyulan tek şey bitkinin doğal çevresini anlamaktır.

Orkideler, tropikal çiçeklerdir ve tropik iklimde de geceleri, gündüze kıyasla 10°’lik bir düşüş yaşanır. Eğer orkideye bu yetişme ortamı sağlanırsa en iyi şekilde çiçeklerini açacaklardır.
Geldiği iklimden kaynaklı, havanın nemli olması orkidenin avantajınadır.

Kalın, etli yaprakları olan bir orkide, narin yapraklılara göre daha iyi su tutacağından, sulama oranı da daha az olacaktır. Sulama arasında biraz kuru bırakılmayı sever. Yaprakların geceden önce iyice kurumasını sağlamak için çoğu çiçek gibi sabahın erken saatleri sulama için en ideal zaman dilimidir.

Orkideler parlak ve dolaylı ışıktan memnun kalırlar. Eğer çiçek açmazlarsa, daha ışık alan bir yere konulmalıdır.

Dağ Palmiyesi

Chamaedorea Elegans (Dağ Palmiyesi): Tropik bölgelerden evlere kadar gelen, bakımı en kolay yeşil bitkilerden olan Dağ Palmiyesi, iç mekanlarda bir çok palmiyenin aksine çok kolay yetişir. Az bakım gereken, dayanıklı ev bitkileri olarak kabul edilir. Anavatanı, Meksika ve Orta Amerika’dır.
Gölgeye dayanıklıdır ve dolaylı ışığı sever. Toprağı kuruduğunda çok su verilmemelidir. İdeal sıcaklık ortamı 18°’nin üzerindeki ortalama ev sıcaklıkları olup, kışın ve geceleri minimum 10°’ye ihtiyaç duyar.

Bir miktar kuru, iç mekan havasını tolore edebilir, ancak biraz daha fazla nem ile daha iyi sonuç verir ve ara ara ılık suyla buğulanmayı ister. Bu işlem de yaprakların tozdan uzak tutulmasına yardımcı olur. Kahverengi yaprak uçları, bitkinin yeterince nem almadığının bir göstergesidir.

Havadaki toksinleri filtreleyen bitkiler arasındadır.

Şeflera

Schefflera Gold Capella (Şeflera): Bakımı basit olan ve ev bitkilerindendir. Anavatanı, Tayvan’dır.

Şemsiye Bitkisi olarak da bilinen Schefflera Arboricola Gold Capella, düzensiz altın, sarı ve soluk yeşil alacalı sıçramalar ile oval şekilli, yeşil, parlak palmiye benzeri yapraklara sahiptir. Hızla büyürler, ancak kolayca şekillendirilebilirler. Bu da onları bir masada sergilenen küçük, kompakt bitkilerden; uzun, örnek zemin bitkilerine kadar uyarlanabilir hale getirir.

En parlak ışıktan, kısmi gölgeye kadar her ortamda büyütülür. Yalnızca yetersiz ışık uzun bacaklı olarak büyümesine neden olabilir.

Toprak hafif kuruduğunda, iyice sulanmalıdır. Nemli olmayı severler ancak ıslak kalmayı da sevmezler. Suda bırakılmaması gereken bitkilerdendir. Normal ev ısısı olan 15-24° en ideal ısısı olarak kabul edilir.

Şeflera uzun bacaklı da olabilir, kısa bacaklı da. Çok uzarsa budanır. Tozunun temizlenmesi için yaprakları ara sıra silmek gerekir. Schefflera, evdeki temiz hava tesisinin kahramanlarından birisi olarak, havadaki toksinleri filtreler. Hafif derecede toksik olduğu düşünüldüğünden, evcil hayvanlardan ve çocuklardan uzak tutulması gerektiği unutulmamalıdır.

Doğanın bir parçası olan ve onun uyumunun eşlikçisi insanın, ruhani dengesini bulmasındaki en büyük yardımcılarından olan çiçeklerle arasındaki bağının daha da kuvvetleneceği sağlıklı günler sizlerle olsun.

Çiçeklerle ve sevgiyle kalın!

   Tüm dünya ülkelerinin mücadele ettiği koronavirüs salgını insanların sağlığını, yaşam tarzını, ekonomik ve sosyal yaşantısını oldukça etkiledi. Vaka sayılarındaki değişimler yeni kısıtlamaları gündeme getirirken, hastalığın getirdiği riskler sebebiyle tedirginlikler arttı. Bu süreçte kişilerin kendi bireysel dünyalarında pozitif kalabilmeleri ve kaygıyla baş edebilmeleri için Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni Sevgi Keleş öneriler verdi.

    Yalnızca ülkemiz değil, tüm dünya ülkeleri Koronavirüs salgınına karşı bir çok adım attı ve önlemler aldı. Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni ve Sevgi Ötesi Enerji kitabının yazarı Sevgi Keleş bu süreçte pozitif kalabilmek için şu önerilerde bulundu: “Kolay olmayan bu süreci deneyimlerken fark etmemiz ve keşfetmemiz gereken bir çok konu var. İnsan bedeni stresi adrenalin olarak algılayabiliyor. Bu da kişinin bedeninde depolanmış bir enerji olarak kalıyor. Bedensel yapılacak egzersizler, enerjinin dengelemesi için güçlü katkılar sağlayabilir. Tedbirler kapsamında şu an en güvenli yer, evimiz. Evde yapacağımız aktivelere yoğunlaşmak bizleri destekleyecektir. Evde yapılabilecek sporlar, çocuklarımızla yapabileceğimiz aktiviteler dışında; mutfak dolaplarının düzenlemesini, kıyafet dolabının düzenlenmesini, çekmecelerin düzenlenmesini öneriyorum. Çünkü evrensel enerji dağınık duran, kullanılmayan, ihtiyaç olmayan her şeyin ağır bir enerjisi olduğu kanaatinde. Yaşamımıza daha fazla bolluk, yenilik ve yüksek enerji çekmek istiyorsak, işe dolaplardan ve çekmecelerden başlayabiliriz. Böylece hem bedende biriken enerjiyi atarken hem de bolluğu evimize davet edebiliriz.”

Bilinçlenmeli ve tedbirlere uymalıyız

Herkesin bilinçlenmesi, tedbirlere uyması ve farkındalığını yüksek tutması gereken bu dönemde mevcut kaygılar daha çok, kişinin kendi ve sevdiklerinin sağlığı, işlerinin akıbeti, özlenen eski hayatlara ne zaman dönülebileceği üzerinde yoğunlaşıyor. Sevgi Keleş bu süreç için: “Kaygılarımızı, stresimizi, enerjimizi ne kadar yapıcı şekilde yönetirsek o kadar bu süreçten daha az negatif alarak çıkarız. Burada bilmemiz gereken en önemli şeylerden biri; kontrolümüzde olan şeylere müdahale edip değiştirebileceğimiz fakat kontrolümüzde olmayan şeyleri değiştirmeye çabalamanın herkes için yorucu ve hayal kırıklığına sebep olduğudur. Bunun bilinciyle odağımızı kontrol edebildiğimiz davranışlarımıza ve tedbirlere uyarak kendimize güvenli alanlar oluşturmaya yöneltmeliyiz.” dedi ve önerilerine şöyle devam etti:

     Süreç kişisel değil herkes için yorucu

Salgınla mücadele kişisel değil, dünya çapında yürütülen bir süreç. Bu dönemde geleceğe umutla bakmak ve insanların var oluşundan bu güne dek bir çok olumsuz koşulu aştığını, değişimlere ayak uydurduğunu, hastalıklara karşı kendini geliştirdiğini bilmek rahatlatıcıdır. Her durumun insanlar için bir öğreti olduğunun bilinciyle sahip olunan imkanların ve güzel anların değeri fark edilmeye çalışılmalı. Eskiden sıradan olan bir çok konuya özlemle bakılan bu günler; evde yarım kalan kitapları, işleri bitirerek, dinlenerek, alınan her nefesin kıymetini bilinerek geçirilmeli.

Kaygıyı azaltmaya yönelik evde yapılabilecekler

Yazı yazmak çok eski zamanlardan beri duyguları açığa çıkarma aracı olarak kullanılmıştır. Duyguları yazmak biriken negatif enerjinin akmasını sağlarken, olması istenen şeyleri yazmak kişileri rahatlatarak hedef belirlemeye itecek ve pozitif enerji verecektir.

Evlerin paylaşıldığı diğer canlılar olan saksı bitkileri ve varsa ev hayvanlarını yalnızca beslemek değil, onları doğalarını keşfederek incelemek, muazzam özelliklerini fark etmeye çalışmak kişileri anlık telaşlardan çıkarmaya yarayabilir.

Uzun süredir yaşanan salgınla beraber kişiler günlük telaşlı hayatlarında hayal kurmayı ve imgelemeyi bıraktılar. İmgelemek, zihni hayalleri gerçekleştirmek için harekete geçirir. Kişiler rahatlamak istedikleri zamanlarda hayatlarının olmasını istediği şekillerini imgeleyerek ve sağlıklı oldukları, sevdikleriyle beraber güvende olduklarına odaklanarak rahatlamaya çalışabilirler.

Sevgi Keleş önerilerine ek olarak “Kişilerin salgın süreci sonrasında kendilerini geliştirmiş ve daha güçlü hissetmeleri; bugünkü düşünce, inanç ve alışkanlıklarına bağlıdır.” diyerek her zamankinden daha pozitif olmamız gereken bu günlerde bilinçli olmaya ve tedbirlere uyum sağlamanın gerekliliğine dikkat çekti.