Etiket

human resources

Yazılar

İnsan Kaynakları Departmanı, işveren ve işçi arasındaki adeta köprü olma misyonu ile  iş dünyasının yükselen yıldızları arasında yer almaya devam ediyor.Kadınların iş dünyasındaki yeri, pandemi sürecinde işten çıkarılma ve daha pek çok konuda bize tecrübeleri ve görüşleriyle içtenlikle rehberlik yapan İnsan Kaynakları Profesyoneli Levent Sevim ile samimi sohbetimiz okunmak için sizi sabırsızlıkla bekliyor:

1- Levent Bey merhaba, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Rize’de kah ağaç tepelerinde kah çamurlarda inek tavuk ve doğa ile iç içe geçen bir çocukluğum oldu. Orada doğdum, Karadeniz’de genç olmak pek çok yönden çılgın bir durumdur. Lisede iken çalışmaya başladım. Genel olarak fazlasıyla enerjik biriyim ve onu hiç kaybetmedim. Bu yönümü yeni şeyler öğrenmek ve keşfetmek için de kullanıyorum. Yeni bir şey öğrenmek beni heyecanlandırıyor, insanların hayatlarına dokunmayı seviyorum. İş başarısının tek başına hiç bir anlamının olduğunu düşünmüyorum, hayatımızda başka başarılar da olmalı. İyi bir insan, vatandaş, dost, eş, evlat ya da ana baba olabilmek gibi. Başarının yanında huzurun da benim için çok önemi var. Anlatmakla biter mi insanın kendisini? Uzun lafın kısası ve çevremden aldığım geri dönüşler itibari ile planlı, düzenli, çok yönlü, enerjik, dostluğa önem veren, esprili ve iz bırakan biriyim.

2- Birden fazla işle ilgilenen çok yönlü birisiniz. şuanda tam olarak hangi işlerle meşgulsünüz? Geçmişte hangi sektörlerde görev aldınız?

İş veren ve iş arayanların hayatlarına dokunuyorum. Yani iş verenlerin mavi, gri ve beyaz yaka takım arkadaşları arayışlarında outsourcing hizmet sunuyorum. Aynı zamanda iş arayan adaylarla da yoğun bir mülakat sürecimiz oluyor tabi. İşimiz çok hareketli ve çok renkli. Bununla beraber verdiğim kariyer eğitimleri ile adaylara ışık oluyorum.
Halen bir radyoda kültür sanat programında sunuculuk yapıyorum. Yaptığım bir başka iş de iş değiştirmek isteyen ya da iş arayan kişilere ve yahut kariyerlerinin başında olan üniversite öğrencilerine danışmanlık yapmak. Sosyal medya üzerinden insanlar bana ulaşıyor ve sorunların üstesinden birlikte geliyoruz. Bazen de davetler alıyorum ve gençlerle okullarda söyleşi ya da seminerlerimiz oluyor. Onlardan çok şey öğreniyorum. Size söylemeden edemeyeceğim; harika bir gençlik geliyor. KOSGEB danışmanlık ve rehberlikle beraber bir sanatçımızın halkla ilişkiler ve basın danışmanlığını da üstleniyorum.
Geçmişte sağlık, perakende, medya, eğitim ve enerji sektörlerinde yer aldım. İnanılmaz tecrübelerim oldu sadece iyi olan değil kötü olanlara da sımsıkı sarıldım çünkü onlar benim yaklaşık 20 yıllık kilometre taşlarım ve emeklerim.

3-Göreviniz icabı işverenle işçiyi bir araya getiren bir misyonunuz var. İşe alım süreçlerinde kadın adaylara karşı pozitif veya negatif ayrımcılık ile karşılaşıyor musunuz?

Harika bir soru, teşekkür ederim. Benim de üzerinde sıklıkla durduğum bir konu genel olarak pozitif ayrımcılık yapılıyor, fakat maalesef bir kısım firma azınlık olsa da negatif ayrımcılık yapıyor. Pozitif , ayrımcılıktan bahsedecek olursak şirketler kadın istihdamını arttırmak için kreş yardımları, esnek çalışma modelleri sunuyor. Bir çok şirket kadın istihdamını artırmak için farklı aktiviteler ve işe alım süreçlerinde etkili yöntemler uyguluyor. Devlet olarak kadın istihdamı ile ilgili bir çok çalışmalar gündemde. Sendikalar ve sivil toplum kuruluşları kadını iş hayatına daha da katabilmek için çalışmalar yapıyor. Fakat maalesef yeterli olmuyor çünkü hala pozitif ayrımcılığın iş alanındaki fırsatlar ve sonuçlar üzerinde ne kadar etkisi olması gerektiğini tartışıyoruz.
Negatif ayrımcılık yapan firmaların, işe alımlarında kadın adayların yetenekleri ne kadar uygun olursa olsun, ön yargıları dahilinde hareket etmeleri sıklıkla görünmekte. Kadın bence dünyayı güzelleştirir, iş ne kadar kimyasına aykırı olursa olsun yine de o işi yapmakla kalmaz güzelleştirir de. Kadınlarımız çok güçlü ve azimli. Uzun lafın kısası bence: Aynası iştir kişinin, cinsiyetine bakılmaz!

4-Sizce kadınların iş hayatında yükselmelerinde en büyük engel nedir?

Kadınlarımız genel olarak, hem iş hem de ev sorumluluğunu üstleniyorlar. İkiye bölünen birey doğal olarak daha çok yoruluyor ve kendi iç dünyalarında kariyer yolcuğunu yavaşlatabiliyor. Evin de sorumluluğunu  üstlenen kadın evdeki diğer bireylerden yeterli desteği alamayınca ya iş hayatında yalnızca var olmakla yetiniyor, ya kariyerinde yükselme planlarını hayatından çıkarıyor ya da maddi bir zorunluluk yoksa çalışmamayı tercih ediyor.

İkinci bir neden de toplumsal ön yargıların olması. Geçmişten bu yana “bulaşık yıka, ev süpür, yemek yap” tecrübesi ile yetişen bir kadın kendi bakış açısını da değiştirmekle meşgul oluyor. Bu da ruhsal olarak bir savaşın içerisine çekiyor kadınlarımızı. Aslında hem kendi bakış açılarını hem de toplumun bakış açısını değiştirmek zorunda kalıyor.

Üçüncü bir neden ise: Bazı kadın yöneticilerin astlarındaki kadınların kariyerini tam anlamıyla desteklememesi. Yani Kraliçe Arı  sendromu. Tepe yönetimde görülen ‘tek kadın’ olmanın bir başarı ve ayrıcalık göstergesi olduğu inancıdır. Elbette bu yanlış bir inanıştır çünkü başarı bir ekip işidir.

Bir diğer neden ise Cam Tavan (Glass Ceiling) benzetmesi : Özellikle kadınların iş yerlerinde maruz kaldıkları ayrımcılık sebebiyle, kariyerlerinde yükselmelerinin engellenmesi. Bazı firmalar kadınların yöneticiliği söz konusu olduğunda “Evlilik ya da annelik çok çalışmaya ya da seyahat etmeye engel olabilir” ön yargısını ne yazık ki zihinlerinden atamıyorlar.

5-Kadın çalışanlar daha çok hangi sektörde hangi pozisyonlarda çalışmak istiyorlar?

Kadınlarımız geleceği olan bir meslek ve gelişime açık bir sektör olması sebebi ile ilk olarak teknoloji sektöründe çalışmak istiyorlar. İkinci olarak da hava yolu ulaştırma sektörü diyebiliriz. Hava yolu sektörünün sunduğu maddi manevi imkanlar ve dinamik olması kadınlarımızın tercihlerini etkiliyor. Üçüncü olarak da sıralamada renkli dünyası ve sağlayacağı düşünülen tanınmışlık duygusu ile medya sektörü yer alıyor. Sağladığı güvence ve ev iş yaşam dengesinin sağlıklı kurulacağı düşüncesi ile de dördüncü sırada eğitim sektörü yer almakta. Mesai saatlerinde fazla efor gerektirmediği ve çok riskli olmadığı düşüncesi ile biraz da günümüzde popüler görünmesi sebebi ile sıralamayı halkla ilişkiler ve spor sektörleri devam ettiriyor. Kadınlarımız yine popüler kültürün bir yansıması olarak kozmetik, aktivite koordinatörlüğü ve moda sektörlerinde çalışmayı tercih etmektedirler. Pozisyon olarak genellikle asistan, sekreter, uzman, sorumlu şef ya da masa başı bir pozisyonda olmak istiyorlar.

6- Covid-19 sebebiyle pandemide işten çıkarmalar sık karşılaşılan durumlardan oldu. Ne yazık ki pek çok kişi bu dönemde bu sorunla karşı karşıya. Peki siz bir uzman olarak konuyu aydınlatabilir misiniz? Mesela  koronavirüs sebebiyle işten çıkarılan kişilerin hakları nelerdir?

Koronavirüs döneminde sistem aynı şekilde devam edemiyor maalesef ve dolayısı ile dürüstlük ilkesine dayanarak korona tarafları etkilemiyorsa sözleşme gerekleri yerine getirilmelidir.
Pandemi nedeni ile iş veren tarafından iş akdi feshi haklı sebeple fesih teşkil etmez. Çünkü bu zorunlu bir sebeptir işçiden kaynaklanan bir sebep değildir. Dolayısı ile işçi kıdem ihbar gibi diğer tüm haklarını alabilir lakin zorlayıcı sebebin ( sokağa çıkma yasağı vb.) bir haftadan uzun sürmesi halinde, işveren çalışanların iş sözleşmelerini haklı sebeple feshetme yetkisine sahiptir. Bu durumda işveren ihbar tazminatını ödemeyecektir sadece kıdem tazminatını ödemekle yükümlüdür. Aynı zamanda Korona sebebi işveren tarafından iş akdi feshedilmişse işçi tarafından iş mahkemesine gidebilir, haklarını arayabilir.
İş veren iş yapamıyorsa ve işçilerini ücretsiz izne çıkarmak zorunda kalıyorsa bu da ancak karşılıklı anlaşma sağlanmasıyla mümkün olur yani işçinin rızası alınarak karşılıklı anlaşma sağlanır. İşveren işçilerinin ücretsiz izin kullanmalarını yazılı olarak talep etmek zorundadır ve işçi de bu talebi yazılı olarak onaylayabilir ya da reddedebilir. İşçi ücretsiz izinle ilgili bir baskı ile karşı karşıya kalıyorsa yani bir dayatma söz konusu ise işçi haklı sebeple iş akdini feshedebilir ve yine işçilik alacaklarını ihbar tazminatı haricinde alabilir. İşten atma tehdidi ile işçilere imzalatılan ücretsiz izin talep dilekçelerinin veya formlarının bir geçerliliği yoktur. İşverenin, onayı olmadan tek taraflı olarak işçiyi izne çıkartması tek taraflı işlem olduğundan, işçi işten ayrılarak, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacağı gibi, işe iade davası da açabilecektir.
Çalışan işsizlikle karşı karşıya kaldı ise avukata ayıracak bir bütçesi yoksa adli yardım mekanizmasını işçilik alacakları ile ilgili kullanabilir ya da ara buluculuk istemine başvurabilir ve buradaki süreçler tamamlanınca dava açabilir. Elbette işçi dava açmadan bir avukatlık danışmanlığı alması sağlıklı olacaktır. Adli yardımla ilgili işçinin gerekli şartları taşıması gerekmektedir. Örneğin fakirlik belgesinin muhtarlıklardan alınması gibi.

7-Detaylı aydınlatmanız için çok teşekkür ederiz. Pek çok kişinin bu konuda size edeceği teşekkürü biz onların adına iletelim çünkü çok önemli bilgiler paylaştınız az önce bizlerle. Peki genel olarak, pandemiden bağımsızca, konuşursak sizce iş değiştirmek isteyen biri için en doğru zaman ne zamandır? Hangi etkenler yeni iş aramak için geçerli sebeplerdir?

İş değiştirmenin bir zaman dilimi olmalı mı? Sıklıkla duyduğumuz 2,5 yıldan sonra mutlaka iş değiştirin yönünde. Bence bunun cevabı kişiden kişiye dönemden döneme, koşuldan koşula değişebilir. Fakat yaptığım mülakatlar sonucunda anlaşılıyor ki çalışanların büyük bir bölümü mesleki tatminsizlik ve güven duygusunun ya da aidiyet duygusunun kaybolmaya başladığı zamanlarda iş değiştiriyor. Peki doğru olan ne ve hangi durumda iş değiştirmeliyiz? Aslında bu sorunun cevabı; adaylar  daha uygun bir iş bulduklarında iş değiştirebilir. Sektörel anlamda bir sorun yoktur ama şirketin gidişatı kötüdür iflas verdi verecek, ya da şirketi durumu iyi ama sizin durumunuz iyi değildir. Yaptığınız iş performansı sonucunda pozitif geri bildirimler uzun zamandır alamıyorsanız ya da yönetici veyahut arkadaşlarınızla ilgili iletişiminiz kopma seviyesine gelmişse bu durumda yöneticilerinizle konuşmayı tercih etmelisiniz eğer düzelme yok ve durum daha da kötüye gidiyorsa iş değiştirmek için sağlam bir nedeniniz vardır. Daha fazla kazanmaya ihtiyacınız olduğunda, iş tatminsizliği oluşmuşsa, kendinizi geliştirmek ve başka işler öğrenmek istiyorsanız, piyasada sizin gibi insanlara ihtiyaç varsa ve hayalinizdeki iş tekliflerini alıyorsanız, kariyer hedeflerinize çalıştığınız kurumda olumlu yanıt alamıyorsanız, mevcut maaşınız piyasa dengesinin altındaysa, kurum kültürü sizin değerlerinizle örtüşmüyorsa, işinizi yaparken keyif alamıyorsanız, o zaman şartlarınızı kendiniz değerlendirecek ve uygun zamanı kendiniz belirleyeceksiniz.
İş aramaktan korkmamalı ama bunu doğru zamanda doğru cevaplarla yapmalı. Bir maceranın peşinden koşmak için durduk yere teklif almadan iş değiştireceğim diye işten ayrılmamak gerekiyor. Doğru teklifle karşılaştığınızda ise iş değiştirmekten korkmayın. Uzun süreler bir yerde çalışmak hem adayları çalıştıkları kuruma bağımlı hale getiriyor hem de kişileri piyasadaki gelişmelerden uzaklaştırıyor. Diyorum ya iş değiştirmekten korkmayın, iş değiştirmek bir sanattır ama unutulmamalı ki gelen de gideni aratır, o yüzden siz siz olun iş değiştirirken dikkatli olun…

8- Son zamanlarda yeni nesil tarafından mesleğinize olan istek artmakta. İnsan kaynaklarında çalışmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Danışmanlık görüşmelerimde insan kaynaklarını isteyen kişilere neden insan kaynakları dediğimde “insanlarla iletişimim ve ilişkilerim çok iyi” ya da “halkla ilişkilerim benim çok iyidir” diyor. Her ne iş olursa olsun zaten iletişim çok önemli ama insan kaynakları sadece iletişim bazlı bir alan değil. Dolayısı ile insan kaynaklarında kariyer yapmak isteyen müstakbel meslektaşlarımıza öncelikle bu uzmanlık alanı ile ilgili bir araştırma yapmalarını tavsiye ederim. İnsan kaynakları organizasyon ile iş gücü arasında mantıklı ve makul bir iletişim kurarken iş hukuku, finans, muhasebe gibi diğer alanlardan da yardım alır. Bu sebeple insan kaynaklarının fonksiyonları da kendi içinde ayrılmakta. Bir araştırma yaptıktan sonra bu fonksiyonların hangisine yakın olduğunu tespit etsinler ve o konuyla ilgili mutlaka bir eğitim alsınlar. Bu alanla ilgili sertifikalarınızı çoğaltın, çevrenizdeki insan kaynakları profesyonelleri ile görüşün ve meslekle ilgili varsa dernekleri araştırıp etkinliklerine katılın, ayrıca sosyal medya üzerinden insan kaynakları profesyonelleri ile iletişim kurun. İnsan kaynakları ile ilgili zaman ve gerekiyorsa eğitim için bütçe ayırın. Meslekle ilgili kullanılabilecek programları araştırıp öğrenmeye çalışmaları da önemli. Sonrasında bir yerden başlamak adına işin mutfağından ya da temelinden başlasınlar. Her zaman söylerim insan kaynakları danışmanlık firmaları kısa vadeli olarak iyi bir başlangıç olacaktır. Çalışıyorsanız yukarıdaki bir çok şeyi yapmışsanız insan kaynakları ile ilgili hedefinizin olduğunu yöneticinizle paylaşmanız kestirme yol olacaktır.

10- Son olarak sizin yakın ve uzak gelecekteki kariyer hedefiniz nedir?

Kısa vadede alanımla ilgili deneyimlerimi paylaşabileceğim bir kitap yazmak istiyorum. Uzun vadede ise insan kaynakları ile ilgili bir eğitim kurumu açmak istiyorum.