Etiket

orhan pamuk

Yazılar

Bazı aşk romanları vardır ki insanın aşık olası gelir.

Sevenler için derlediğimiz  Unutulmaz 5 Aşk Romanı :

  1. Zülfü Livaneli / SERENAD : Zülfü Livaneli’nin bu eseri şüphesiz saygı duyulacak türden. Akıllardan silinmeyen detayları ile SERENAD, 2. Dünya Savaşı’nda Almanya’daki Yahudi Soykırımından kaçarak Türkiye’ye sığınan bilim adamlarından birinin yaşadığı 60 yıllık bir aşk hikayesini anlatıyor. Okurken tüylerin diken diken olmaması elde değil.
  2. Orhan Pamuk / MASUMİYET MÜZESİ : “Böyle bir aşk olabilir mi?” dedirten Masumiyet Müzesi ‘ni okuyunca insanın adeta aşık olası geliyor. Kitap eski İstanbul muhitlerinde geçen bir yasak aşk hikayesi ile başlıyor ancak sonradan olaylar hiç beklenmedik bir şekilde değişiyor. Kitaptaki akıl almaz aşkı en iyi ifade eden kısım ise şüphesiz Füsun’un içtiği sigaraların izmaritlerinin biriktirilmesi. Kitaptan sonra Galata’daki müzeyi kulaklıkla gezmek ve kitaba dair detayları görebilmek ise ayrı bir zevk.
  3. Turgut Özakman / ROMANTİKA : Mutsuz evliliklerde boğulan 2 ayrı insanın seneler sonra yollarının kesişmesi ile başlayan bu özel romanda aşk, saygı, romantizm ve daha pek çoğunu bulabileceksiniz. Klasik aşk romanlarına benzemiyor oluşu bu kitabı özel kılıyor.
  4. Sabahattin Ali / KÜRK MANTOLU MADONNA : Hızlıca okuyabileceğiniz, Sabahattin Ali’nin 1943 yılında yazdığı bu efsanevi roman, Almanya’da yaşayan bir Türk’ün hüzünlü aşk hikayesini konu alıyor. Bitince üzüleceğiniz türden.
  5. Gabriel Garcia Marquez / KOLERA GÜNLERİNDE AŞK : 51 sene, 9 ay, 4 günlük şehvetli ve saplantılı bir aşkı anlatan Kolombiya kökenli yazar Marquez 2 ayrı Nobel Edebiyat Ödülü alarak, 1985’ de  bu kitabı yazmıştır. Kitap aynı zamanda 2007’de de sinemaya uyarlanmıştır. Kitabın dili biraz ağır olduğundan muhakkak kafanızın yoğun olmadığı bir dönemde okumalısınız.

Orhan Pamuk’un ustaca yazıya döktüğü, heyecanlı bir aşk romanı olan Masumiyet Müzesi , aynı zamanda yine Orhan Pamuk tarafından  Beyoğlu/ Çukurcuma’da meraklılarına 2012 yılında kapılarını açan bir müzedir. 2014 yılında “Avrupa’da Yılın Müzesi Ödülü” nü almıştır.

       2008 yılında okurla buluşan roman, zengin aile çocuğu Kemal’in Füsun’a olan bağımlılık derecesindeki aşkını anlatıyor. 1950-2000 yılları arasında İstanbul’un başta Nişantaşı olmak üzere pek çok semtinde geçen romanda okurlar aşk, aile ilişkileri, entrika, cinsellik, heyecan duygularını rahatlıkla hissedebiliyor. Müzeye gitmek için illa ki romanı okumuş olmanız gerekmiyor ancak romanda kullanılan eşyalar ve nesneler müze içerisinde sergilenmiş durumda olup, müze kulaklık yardımı ile gezildiğinde romandaki olaylarla ve eşyalarla ilgili pek çok detayı daha iyi anlaşılıyor. Romanın ikinci yarısında Füsun’un ailesinin evi olarak belirtilen konak, şu an müze olan konak olarak belirtilmektedir ancak bu elbette bir kurgudur.  

      Pazartesi günleri, 1 ocak ve dini bayramların 1. günleri hariç her gün açık olan müzeye giriş normalde ücretli ancak romanın son sayfalarındaki bileti müze girişinde damgalattırdığınızda müzeye giriş ücreti ödemenize gerek kalmayacaktır.

     Müze içerisinde açılan bir dükkanda ise, romanda tasvir edilen bazı eşyalar satılık, dileyen misafirler satın alıp hatıra saklayabiliyor.

     Ünlü sanat tarihçisi Simon Schama, müze hakkında “Financial Times” gazetesine yazdığı yazıda, “Dünyadaki en güçlü, en güzel, en insanî ve en etkileyici çağdaş sanat eseri,” diye yazdı.

     Müzeyi gezerken etkilenilmesi en olası ve farklı bölüm ise,  Füsun’un içtiği sigaraların izmaritlerinin Kemal tarafından gizlice biriktirilmesi kuşkusuz.

Keyifli okumalar ve keyifli gezmeler.