Etiket

z kuşağını anlamak

Yazılar

En sevdiğimiz, en motive edici, bizleri en güçlü hissettiren İlham Veren Kadınlar serimizde bu defa başarıları ve çok yönlülüğü ile insanın adeta başını döndürebilen bir isimle beraberiz : Almila Dalkılıç. Dekoratörlükten  Bateristliğe, Solistlikten İletişim Direktörlüğüne, Sunuculuktan Eğitmenliğe varana kadar çok yönlülüğün en müthiş örneklerinden biri olan Almila Dalkılıç’ı sizlere tanıtmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Merhaba, elimden geldiğince kısaltmaya çalışacağım. Ben Almila Dalkılıç. Mimar Sinan Üniversitesi Sahne Görüntü Ana Sanat Dalı Tiyatro Dekor Kostüm Bölümünden mezunum. Son sınıfta başladığım iş hayatıma Uki, Beymen, Home Store gibi çeşitli marka kuruluşlarda Dekoratörlük yaparak devam ettim. Üniversite yıllarında okulumu temsil ederek Türkiye Üniversiteliler arası Müzik Yarışmasında Baterist ve Solist olarak yarıştığım finallerde, hem bateri çalıp hem de solo bir şarkıyı aynı zamanda seslendirerek o zamana kadar hiç yapılmamış bir şeyi gerçekleştirdim ve En İyi Enstrümantalist ödülü aldım. Sonrasında Üniversite yıllarında başladığım müzik serüvenimi devam ettirerek reklam müzikleri seslendirdim, TRT’nin ses yarışmalarına katılarak dereceler aldım, ve Eurovision Türkiye Jürisini oluşturan kişiler içinde oldum. Çeşitli Kurumlarda Kurumsal İletişim Direktörlüğü yaptım. Eş zamanlı olarak dergilerde yazı yazmaya ve eğitim kurumlarında ders vermeye başladım. TGRT’de başladığım seslendirme ve prodüktörlük deneyimimin ardından İstanbul Fm, MTV, Radyo Marmara ‘da Radyo ve Televizyon Sunuculuğu yaptım. ATV’de 4 ay boyunca yayınlanan Gani Müjde’nin yapımcılığını yaptığı Ceyhun Yılmaz Show Canlı Yayın’da orkestra bateristi olarak yer aldım. MEB Spikerlik Sunuculuk Sertifikasını Dönem 1. Olarak aldıktan sonra, MEB Mesleki Oryantasyon kursunu yine dönem 1. Olarak tamamladım. London School of Publıc Relatıons’dan Halkla İlişkilere Entegre bir yaklaşım adlı sertifikamı, eğitimlerimi verdiğim yıllarda aldım. Bu dönemde bir kitap yazdım İletişimde İletişim adında bir kişisel gelişim kitabıydı ve Elma Yayınevi tarafından basıldı. Sevgili Ahmet Şerif İzgören hocamın bana olan güvenini boşa çıkarmadım ama ikinci kitabı hemen ardından yazmalısın dediği halde eğitimlerden fırsat bulup şu zamana kadar tamamlayamadım. 2023’de ümit ediyorum ki tamamlayacağım harika bir Güzel Konuşma konulu kitap gelecek. Akademi İstanbul, Deulcom International, LSPR, Newport Unıversıty’de eğitimler verdim. Timder Dergisi’nde 13 yıldır Kişisel Gelişim yazıları yazıyorum. 3 yıldır piyano çalıyorum , ilk 2 sene Konserde Chopin ve Tchaikowsky çalma mutluluğunu yaşadım.
26 yıldır Retorik Hitabet Koçu / Yönetim ve Kişisel Gelişim Eğitmeni olarak 42 ayrı konu başlığı altında Kurum içi ve genele açık eğitimler veriyor, Zirvelerde konuşmacı ve sunucu olarak yer alıyor, Özel Hitabet ve İkna edici Sunum Danışmanlıkları yapıyorum.

Sunuculuktan, eğitmenliğe, müzisyenlikten, yazarlığa varana kadar pek çok farklı konularda uzmanlığınız bulunuyor. Bu çok yönlülüğünüzü neye borçlusunuz?

Hayatım boyunca kimse benden “sıkıldım” kelimesini duymamıştır. Sıkılacak zamanım olmuyor çünkü daima yapacak bir şeyler bulurum ve kendimi her fırsatta geliştirmekten büyük keyif alırım. Çok yönlü olmayı seviyorum bu bana enerji katıyor. Daima B ve C planım vardır. Yapabileceğimi düşündüğüm işlere başlar ve vazgeçmeden en iyi performansımı göstermeye çalışırım. Doğru Zaman Yönetimi ile farklı alışılagelmiş şeylerin dışında yaratıcılık özelliğimi kullanmayı birleştirdiğimde ve üstüne yaptığım her işi aşkla yapmam eklendiğinde çok yönlülük ortaya çıkmış oluyor. Biraz yemek tarifi gibi oldu ama en iyi bu şekilde anlatabilirim. Eğitmen olmak tüm hayatınıza yayılan çok ağır bir sorumluluk bunu en iyi şekilde gerçekleştirebilmek için çok yönlü olmak gerekiyor.

Çok yönlülüğünüzden bahsetmişken, siz en çok hangi yönünüzden daha çok keyif alıyor ve en çok hangi alanda kendinizi buluyorsunuz?

Şimdiye kadar sevmediğim bir işi yapmak için hiçbir zaman girişimde bulunmadım. İşimi yapmak konusunda hem mükemmeliyetçi hem de ne yapsam inanarak benimseyerek ve severek yapmaya çalıştım. İlgilendiğim her alanda başarılar kazanmak beni çok mutlu ediyor ve elbette motivasyonumu arttırıyor. Ancak Sunuculuk ve Seslendirme benim için apayrı bir yerdedir daima. Stüdyoya sabah girsem akşama kadar kalabilirim. Reklam müzikleri seslendirmesi ve canlı yayın program sunuculuğu en çok kendimi bulduğum yer. Tabii ki sahnede olup bateri ya da piyano çalmak anlatılmaz bir mutluluk kaynağı. Eğitimlerde de sahnedeyim, sahnede olmayı inanılmaz derecede seviyorum, İnsanların kalplerine ve ruhlarına dokunabilmek müthiş bir duygu. Sadece bir tanesini seçmek zorunda bırakılsaydım nasıl karar verebilirdim bilemedim gerçekten ancak 2 kelime ile cevap vermem en doğrusu olacak sanırım : SAHNE ve SUNUCULUK

Sergilediğiniz başarılarınız bir kadın portalı olarak göğsümüzü kabartıyor. Türkiye’nin ilk ve tek ödüllü kadın bateristi olma unvanını almak, size daha farklı hangi konularda güç verdi?

Çok teşekkür ederim. Böyle düşünmenizden onur ve mutluluk duydum. Daima ne yapılmadıysa onu yapmalıyım diye bir düşüncem vardır. Yaratıcı düşünceler için beynimi yormaya ve okumaya bayılırım. Bunlar bana yaşama sevinci veren şeyler. Müzik benim için vazgeçilmez, mesela size enteresan bir şey söyleyeyim evimin her köşesinde radyo, kasetçalar, cd çalar ve pikap var. Hangi işi yaparsam yapayım sanat, müzik, sahne geçmişimden deneyimlerimi keyifle kullanıyorum. Bu şekilde son derece sıradan görülen işlere bile farklı yorumlar getirme şansım oluyor.

Başarılarınızın arkasında bir görünmez el var mıdır, yoksa yalnızca kendi emekleriniz ve inancınız mıdır sizi bu denli geliştiren? Özetle size ilham veren, rehber olan kişiler bulunur mu çevrenizde? 

Ailem beni güçlü biri olarak yetiştirdi. Tek çocuğum ama ailem tarafından hiçbir zaman şımartılmadım. Bu anlamda benim için en önemli şey şu: kendin için en iyisini yap zaten karşındakiler senin için en iyi olanı mutlulukla kabul edeceklerdir. Şunu söylemeliyim ki; Şimdiye dek kazandığım tüm başarılarımda ilk imza benim olmuştur. En büyük ilham kaynağım elbette her konuda ve her daim örnek aldığım Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. Ayrıca daima söylerim; Başarıya ulaşmak için mutlaka kişilerin seçtikleri Rol Modeller olmalı. Benim için en önemli Rol Modellerden biri manevi babam Melih Kibar olmuştu. Müziğe onunla başladım ve manevi olarak bana daima destek olmuştur ama her şeyi kendim başarmamı istediğinden; bir şeyi başarırsam mutlu olacağı düşüncesi ile asla vazgeçmeden hep bir farklılık yaratmaya çalışırdım. Hayatımın hiçbir döneminde bana manevi anlamda destek olan kişilerin yüzünü kara çıkarmadım çok şükür. Rehber olan isimler ise yanımda ya da yakınımda değiller ama yine de söylemek isterim.

  • Karen Carpenter : bateri ve girişimcilik,
  • Michael Jackson : yenilikçilik,
  • Churchill : hazırcevaplık ,
  • Napolyon , Sezar, Pargalı İbrahim Paşa Özgüven ,
  • Tchaikowsky : duygu dehası,
  • Einstein : zeka,
  • Tesla : azim,
  • Phil Collins : bateri,
  • Tarkan : mütevazılık,
  • Mustafa Erdoğan : iş disiplini,
  • Federer : soğukkanlılık, tevazu…

 

Rehber olarak gördüğünüz kişiler takdir-e şayan. Peki  Z kuşağı ile ilişkiniz nasıldır? Onlarla iletişimde neye dikkat etmemizde fayda var?

Yapım gereği, x y z fark etmeden, her kuşakla iletişimimi içten ve sağlam temellere oturturum. Kuşak çatışması elbette var ama bunu minimize etme şansımız da var. Z kuşağını sorduğunuz için özellikle onlar için söyleyeyim, onlarla doğru bir frekansta olabilmek için hızlı olmanız gerek, hızlı adımlar hızlı kararlar gibi… En önemlisi anlayışlı olmak ve dinlemek, ama gerçek bir ilgi ve istek ile. Teknolojinin getirdiği yeniliklere tıpkı onlar gibi yakın olmak son derece önemli, başarılı ve tevazu sahibi olan insanlardan etkileniyorlar, özgün, çalışkan , sade, basit ve net olmak Z kuşağını etkileyen faktörler arasında.

 

Sizce kadınların kendini geliştirebilmesinin önündeki en büyük engel nedir?

Kendilerini çok iyi geliştiren ve girişimcilikleri ile pek çok kişiye ilham olan kadınlarımız var. Gurur duyulacak işler yapıyorlar ve yapmaya devam edecekler. Gelişim, sizin de bildiğiniz gibi hayat boyu devam eden bir süreç, ara verilecek ya da bırakılacak bir şey değil. Kadınlarımız daha özgüvenli olmalı, öz sevgi ve öz saygılarına daha fazla güvenmeliler. Sabır önemli, mutlaka kendilerine destek olacak birilerini beklememeliler, en büyük destekçilerinin kendileri olduğunu kabul etmeli, çevrenin olumsuz yorumlarından etkilenmemeli, belli hedefler koyarak o hedeflere ulaşmak için çok çalışmalı ve çok okumalılar. Ben deli gibi okuyorum, öğrenecek şey bitmez. Bazen hedeflere ulaşamayınca vazgeçebiliyor kadınlarımız, bir şeyi yapacaklarsa önce kendileri için yapsınlar. Hangi yaşta olursanız olun mutlaka hayatınıza katacağınız muhteşem şeyler vardır. Bunun yanı sıra gerçekleşmesi zor olan hedefler üzerinde fazla ısrar etmemeli, kendi kapasitemize uygun işlere ağırlık vermeliyiz. İşte bu sebeple farklı işler yaparak herkesten bir adım öne çıkmak amacıyla değişimlere açık olmalı, öğrenmeyi bırakmamalıyız. Çok sayıda hedef belirlemek de doğru değil, gereğinden çok hedefimiz olmamalı. Engeller daima vardır, önemli olan o engeller ile karşılaşıldığında üzerinden atlamayı bilmek. ( 100 metre engelli koşudaymışçasına 🙂 Yapılamaz denileni yaptığınızda kendinizi harika hissedeceksiniz çünkü yapabilirsiniz!

Gelecek projeleriniz arasında kadınlarla ilgili bir çalışma yapma düşünceniz olsaydı neler yapmak isterdiniz?

Gelecekte yapmayı düşündüğüm ilk hedefim televizyonda bir bilgi yarışması sunmak. Bu hedefim hem kadınları hem erkekleri içeriyor. Bir yandan kazandırırken bir yandan da bilgi vermek, gelişimlerine yardımcı olmak.

İkinci hedefim ise bazı kadın programlarında bilirkişi olarak bulunup sorunlarına psikolojik açıdan yardımcı olmaya çalışmak. Ya da kadınların gelişimine ağırlık veren, esprili, enerjik, mutlu edecek, bilgi verecek, mutluluk aşılayacak, yepyeni pencereler açacak, farkındalık oluşturacak bir kadın programı hazırlayıp sunmak. Bu arada izninizle çalışmalarınız konusunda sizleri tebrik etmek isterim. Her kadının bir hazine olduğunu düşünüyorum. Ve siz de o hazinenin çok önemli bir parçasısınız. Sitenizi de büyük beğeni ile takip ediyorum. Eğitimlerden dolayı tam girecekken gerçekleştirme zamanı bulamadığım siyaset hayatında kadınlarımızı daha fazla görmek isterim. Bu güzel sohbet imkanını oluşturduğunuz için, ben teşekkür ediyorum.

İnsan istedikten sonra pek çok şeyi aynı hayata nasıl sığdırabilir, nedir bu işin sırrı, nasıl yetişiyor her şeye diye sizlerin de bu soruları röportajımızı okurken sıraladığınıza eminiz 🙂 Tüm kadınlarımıza ilham olması dileğimizle…

Bu harika cevaplar ve ilham veren düşünceler için asıl biz Almila Hanım’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Teknoloji çağında dünyaya merhaba diyen Z kuşağı, kendinden önceki X ve Y kuşaklarına nazaran bambaşka biri olarak ekiplerde yeni yeni yer almaya başladı. Çalışma hayatındaki farklı tarz ve yorumlarını cesurca sunan,  kimi zaman şaşırtıcı derecede başarılara imza atarken, kimi zamansa kafasına estiği gibi çekip gidiveren bir deli kuşaktan bahsediyoruz şuan sizlere. Z Kuşağı ile çalışmak bu yönlerden de anlaşılacağı üzere heyecan verici bir deneyim. Peki ya diğer yönleri?

1995-2010 yılları arasında doğanları kapsayan  Z kuşağı, kısaca Gen Z adıyla da bilinmekte. Cesur olma özelliklerini az önce aktardık, bunun yanı sıra diğer olumlu özellikler olarak; pratik zekalı, zirvede olmayı arzulayan, dobra, teknolojiyle arası çok iyi,  liderlik vasfı gelişmiş bir nesilden söz edebiliriz. Ancak sakın ola ki, zirvede olmayı arzulamaları sizi hırslı olmaları konusunda yanıltmasın.

Z kuşağı tüm yükselme arzusuna rağmen aynı zamanda çok zora da gelemeyen, rahatına düşkün bir kuşaktır. Home office ve esnek çalışmalar bu nesle çok hitap eder. Bunun altında yatan nedense özgür ruhlu olmaları ve disipline çok açık olmamalarıdır. Kendi düzenlerini kendileri kurmak isterler. Eğer esnek bir yönetici değilseniz, Z kuşağı ile çalışmayı yeniden gözden geçirmelisiniz. Kalıpları sevmeyen, kendi çalışma stilini yaratma arzusunda yepyeni bir nesil sözünü ettiğimiz.

Teknoloji nesli adıyla da bilinen bu neslin elbette ki olumsuz özellikleri de bulunuyor. Öncelikle ekibinizde bir Z kuşağı varsa, güven konusunda sorun yaşayabilirsiniz. Zira kendileri çok hızlı karar alabilen, kendisine sunulan tüm imkanları elinin tersiyle iterek hayallerinin peşinden koşabilen gözü kara bir kuşak. Ayrıca sadakat duyguları da X ve Y kuşağına oranla çok çok az. Organizasyon şemasında, Z kuşağı çalışanın yerine muhakkak yedekleme yapmalısınız. Aksi takdirde iş akışlarında aksamalar yaşayabilir ve zor durumda kalabilirsiniz.

Sanal ortamdan para kazanmak, online iş mülakatlarına dahil olarak yurt dışında iş imkanları yaratmak ve iş değiştirmekten asla korkmamak Z kuşağının en bilinen özellikleri arasında. Tüm bunların yanı sıra size iyi bir de haberimiz var: Yepyeni bir projeye giriştiyseniz, farklılıklar yaratmak ve değişim adına, sırtınızı Z kuşağına yaslayabilirsiniz. Bağımsız ruhlarının verdiği sınırsız hayal güçleri  ve yaratıcılıkları ile ekibinize taze bir kan gerekiyorsa işte o bir Z kuşağı.