Yazar

womanlogy

Yazılar

Hamilelik, hayatınızda yeni bir tecrübedir. Her tecrübe gibi size yeni hisler, yeni heyecanlar yaşatır ve yeni bilgiler öğretir. Daha önce çok kullanmadıysanız bu dönemde sıkça duyacağınız bu kelimeleri öğrenmenizde yarar var. Doktorunuzdan ve çevrenizden mutlaka duyacağınız bu kelimeleri o anda araştırma fırsatınız olmayabilir, şimdiden yardımcı olması amacıyla sizin için derledik:

 

Abdominal / vaginal muayene: Bebeğinizin olacağını büyük ihtimalle kendi kendinize test yaparak öğrendiniz ve bir kadın doğum uzmanına görünmeye karar verdiniz. İlk haftalarda bebeğiniz çok çok küçük hatta bir pıhtı halinde olduğu için vaginal muayene yani alttan doktorunuzun kameralı bir alet ile kontrolü sayesinde görülecek ve gelişimi takip edilecektir. İlerleyen aylarda bu muayene ultrason ile abdominal yani karın üzerinden bakılarak yapılacaktır.

 

Plesanta: Bu kelimeyi daha önce mutlaka duymuşsunuzdur. Fakat halk arasında anlamı çoğu zaman yanlış bilinir. Plesanta bebeğinizin içinde büyüdüğü kese anlamına gelmez. Oluşan su dolu kesenin içinde, rahmin bir tarafına yapışık olarak duran ve bebeğinizin göbek kordonunun bağlı olduğu beslenmesini sağlayan kan dolu geçici organdır. Geçicidir çünkü bebeğiniz doğar doğmaz kordonun kesilmesiyle birlikte görevini tamamlamış olur ve atılır. Bebeğinizle birlikte doğar. Plesantanın rahmin ağız kısmına aşağı doğru yapışık olduğu durumlarda doğumun sezeryan olması gerekebilir.

 

Kolostrum: Bebeğiniz doğduktan sonra emzirmeniz için hemen size verilecektir. Kolostrum emzirmeye başladığınızda memeden gelen şeffaf ilk süttür. Bu süt sütünüzün en kıymetli hali, bebeğin bağışıklığını en çok geliştiren ve onu besleyen süttür. Anadoluda eski inanışta bu süt bebeğe verilmezdi. Bu oldukça yanlış bir tutumdur. Bebeğiniz bu ilk sütü mutlaka içmelidir. Doğumdan sonraki ilk bir kaç saat içerisinde bebeğinizi mutlaka emzirmeye çalışın ve az da olsa gelen o ilk sütü almasını sağlayın.

 

Epidural: Bir tür lokal anestezi türüdür. Ağrı hissedilmemesi için sezeryan doğumlarda ve isteğe bağlı olarak normal doğumların son aşamasında dozları ayarlanarak belden vurulan bir iğne ile verilir. Bu şekilde bilinciniz açık kalır ve sadece belden aşağınızı hissetmezsiniz. Sonrasında yoğun baş ağrısı yapabilir, migreni olan hastaların doktorlarına durumlarını bildirmesi çok önemlidir. Epidural anestezide belinize omuriliğe yerleştirilen bir katater (ince boru) durur ve sabitlenir. Burada ilaç omuriliğin içindeki zarın dışına verilir,zarın arkasındaki sıvıya verilmez. Kateter üzerinden doktorunuz gerektikçe ve doğumdan sonra da buradan ağrı kesici vermeye devam edebilir.

Spinal: Spinal de bir tür lokal anestezi türüdür. Aynı şekilde belden aşağısı uyuşturulur, bilinç açıktır. Sadece sezeryan doğumda uygulanır. Etkisi epidurale göre daha hızlı geçer. İlaç bir kerelik verilir, belde bir kateter takılı kalmaz. Burada ağrı kesici ilaç omurilik etrafındaki zar geçilerek içerideki sıvıya verilir. Sonrasında baş ağrısı görülme riski buna da vardır.

Çay saatlerinin keyifli tatlısı ıslak kek yapımı için,

 

Malzemeler:

 

Sosu İçin:

  • 2 su bardağı süt,
  • 1 su bardağı toz şeker,
  • 1 çay bardağı sıvı yağı,
  • 2 yemek kaşığı kakao.

 

Keki İçin:

 

  • 3 adet yumurta,

 

  • 1 su bardağı toz şeker,
  • 1 su bardağı süt,
  • 1 çay bardağı sıvı yağı,
  • 2 su bardağı un,
  • 3 yemek kaşığı kakao,
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya

 

  • Tarifi :

 

  • Sosu için; tencereye toz şekeri, sıvı yağı, kakaoyu ve sütü koyun. Orta ateşte kaynatmadan ısıtın ve ocaktan alıp soğumaya bırakın.
  • Kek hamuru için; bir kaba yumurtaları ve şekeri koyup mikser ile 5 dakika çırpın. Üzerine 1 su bardağı sütü ve 1 çay bardağı sıvı yağı ilave edip tekrar çırpın. Sonra kakaoyu, vanilyayı, unu ve kabartma tozunu ilave edip yeniden çırpın.
  • Orta boy kare borcama 1 tatlı kaşığı sıvı yağ döküp kabın her tarafına fırça veya peçete ile yağı dağıtın ve kek hamurunu döküp eşit şekilde yayın.
  • Önceden ısıtılmış 165° fırında kabarıncaya kadar pişirin. 30 dakika sonunda kürdan ile kontrol edin.
  • Pişen keki 5 dakika dinlendirip, kekin üzerine hazırladığınız soğuk sosu gezdirerek eşit miktarda dökün ve kare kare dilimleyin.

 

  •       – Dilerseniz üzerini hindistan cevizi ile süsleyip servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Gelin çiçeği gelinin zerafetini , aynı zamanda düğünün sonunda bekar kız arkadaşların da heyecanını arttıran eğlenceli bir aksesuardır. 16. yüzyıldan beri süregelen bu akım için bizim de sizlere düğün mekanınıza göre bazı önerilerimiz var :

 

*Kır Düğünleri : Son zamanlarda çok revaçta olan kır düğünleri için güzel bir öneri; beyaz ve zarif bir papatya buketi olabilir. Aynı zamanda buketteki papatyalardan saçınıza da taç yapılsa harika bir uyum olmaz mı?

 

*Bohem Düğünler : Bohem gelinlere yakışabilecek en iyi önerimiz lavanta buketi. Çiçeğinizle uyumlu eflatun tonlarında bir makyaj ve nikah tacının etrafındaki mor çiçeklerle de bütünlük yakalamak zor olmasa gerek.

 

*Salon Düğünleri : Pek çok gelinimiz kendisini peri misali küçüklükten beri bir balo salonunda hayal ettiği için salon düğünleri de asla tercih edilebilirliğini kaybetmez. Yapay çiçekleri en iyi taşıyacak ortam salon düğünleri. Böylece çiçeklerinizin ömrü de hiç bitmeyecek ve evinizin bir kösesinde senelerce hatırasını koruyabilecek.

 

*Havuz Başı Düğünler : Havuz başı düğünler için de orkide gelin çiçeği harika bir alternatiftir. Orkidenin her tonu kullanılabilir ancak özellikle mavi ve beyaz orkide havuz ortamı ile ayrı bir uyum sağlayacaktır. Şıklığınıza şıklık, farklılığınıza farklılık katacağı kesin.

 

*Kumsal Düğünleri : Ilık bir yaz akşamı, dalgaların sesi, gizemli kumsal düğünlerine en uygun aksesuar deniz ürünleri olsa gerek. Deniz kabuklu, deniz yıldızlı ve daha bir çok deniz ürününün çiçeğinizin ve tacınızın üzerinde olduğunu hayal edin. Şimdiden heyecanlandığınızı görür gibiyiz.

 

Öneri: Hem çiçek atma ritüelini yapmak hem de çiçeğinizi bir ömür boyu saklamak istiyorsanız, bir adet ekstra buket temin edin. Böylece gelin çiçeğiniz sizde, ikinci buket de şans getirmek için kapan arkadaşınızda kalır.

Ispanağın ister böreğini, ister yumurtalı kavurmasını, ister sulu yemeğini yapın, her halinin güzel olduğunu siz de fark edeceksiniz. Kış aylarının vazgeçilmez yemeklerinden olan demir deposu, sindirime bire bir destek ıspanak yemeği için;

 

Malzemeler :

 

  • 1 kg iyice yıkanmış ve orta boyutlarda doğranmış ıspanak,
  • 1 orta boy ince kıyılmış soğan,
  • 1 kahve fincanı yıkanmış pirinç veya bulgur,
  • 1 yemek kaşığı domates salçası,
  • 1 adet ince doğranmış domates,
  • 2 yemek kaşığı zeytin yağ,
  • 3 su bardağı kaynamış su,
  • Tuz ve arzuya göre baharatlar

 

Yapılışı :

 

  • Derin bir tencerede zeytin yağı ile soğanı kavurun,
  • Soğanlar pembeleşince domates ve salçayı ekleyip kısık ateşte kavurmaya devam edin.
  • Doğradığınız ıspanakları, tuzu ve baharatları da tencereye aktarıp karıştırarak kısık ateşteki tencerenin ağzını kapatın ve ıspanakların buharıyla 10-15 dakika pişip, küçülmesini bekleyin. ( bu arada ıspanakların dibe yapışıp yapışmadığını arada kontrol etmelisiniz.)
  • 3 su bardağı suyu, yıkadığınız pirinç veya bulgurları da yemeğe ilave edip kısık ateşte pişirmeye 15 dakika daha devam edin.

 

Öneri :

  • Arzuya göre üzerine sarımsaklı yoğurt ilave ederek de servis yapabilirsiniz.

 

           Afiyet olsun.

Efsane lezzet fırın sütlaç için:

Malzemeler:

  • 2 kg süt
  • 1 su bardağı şeker
  • 2 yemek kaşığı mısır veya buğday nişastası
  • 2 yemek kaşığı pirinç unu
  • Yarım su bardağı pirinç
  • 1 su bardağı su
  • 1 paket vanilya

 

Tarifi:

 

  • Yarım su bardağı pirinç bir su bardağı su ile pişirilir.
  • Süt ocağa konulur ve kaynatılır.
  • Kaynayınca pişmiş olan pirinç içerisine ilave edilir ve karıştırılmaya başlanır.
  • 10 dakika sonra 2 yemek kaşığı mısır nişastası 2 yemek kaşığı pirinç unu 1 su bardağı su içerisinde karıştırılarak kaynamakta olan sütün içerisine eklenir.
  • Dibi tutmaması için sürekli karıştırılır.
  • 5 dakika sonra 1 su bardağı toz şeker eklenir. İsteğe bağlı olarak yarım bardak daha şeker konulabilir. 5 – 10 dakika daha pişirilir ve vanilya eklenerek kaynayana kadar karıştırılarak pişirilmeye devam edilir.
  • Daha sonra ısıya dayanıklı kaplara konularak  fırın tepsisine sıralanır.
  • Tepsi içine bir miktar su konulur.
  • 180 dereceye ayarlanmış olan fırında, (sadece fırının üst pişirme kısmı açık olacak şekilde) üstü kızarana kadar pişirilir.

Afiyet olsun.

Yapımı çok kolay olan zeytinyağlı kereviz yemeğini isterseniz portakallı isterseniz limonlu yapabilirsiniz. Her iki türlüsünde de olmazsa olmaz malzeme limon ve zeytinyağı. Kış yemeği olan kerevize portakal ise çok güzel bir aroma verir.

 

Malzemeler:

 

3 – 4 adet orta boy kereviz

1 adet soğan

2 adet orta boy patates

2 adet havuç

1 limon

1 portakal

Zeytinyağı

Tuz

 

Hazırlanışı:

 

Öncelikle kerevizleri soyun ve büyük küpler halinde doğranarak limonlu su dolu bir kapta bekletin. Bu işlemin yapılması kerevizlerin renginin koyulaşmaması için önemlidir.

1 adet soğanı doğrayın ve ve zeytinyağında kavurun.

Patatesleri de kerevizler gibi büyük küpler şeklinde doğrayın.

Havuçları halka halka doğrayın.

Patatesleri, havuçları, limonlu suyu ve kerevizleri tencereye ekleyin.

Tuzu ekleyin ve kaynamaya bırakın.

Yemek piştikten ve biraz soğuduktan sonra isteğe bağlı olarak 1 adet portakalın suyunu ekleyebilirsiniz.

Soğuk servis edin.

Afiyet olsun.

Yalnızlığın, mutsuzluğun, zihin yorgunluğunun bir numaralı ilacı olan kitaplar adeta insana hayatın içinde yeni bir hayat açıyor. Kitap okumak bazı insanlar için yemek yemek gibi bir ihtiyaç. Kitap okumayı seven insanların sahip olduğu 5 özellik ise :

 

 

  • İyi bir dinleyicidirler : Kitap okumak sabır işidir. Sabırsız insanlar okuma aşamalarında sabırsızlanıp direk kitabın özetini okur veya son sayfaya göz atmadan devam edemez önündeki satırlara. Kitabı sonuna kadar sabır ve merakla okuyan insanların bu sabrı ve anlayışı günlük hayatında iletişim yönlerine de yansır ve iyi bir dinleyici olurlar.

 

 

 

  • Kendilerini ifade yetenekleri çok güçlüdür : Akıcı cümleler, cümle içindeki laf cambazlıkları, benzetmeler derken okudukları konuştuklarına da yansır kitapseverlerin. Kitap okuyan insanlar genellikle duraklamadan, konuşulması zor konuları bile toparlayarak tek bir çırpıda anlatırlar. Kendilerini en iyi şekilde ifade etmesini bilirler.

 

 

 

  • İkna yetenekleri gelişmiştir : Bir konuda sizi ikna etmek isterlerse, genellikle başarılılardır kitap okuyan insanlar. Gelişen analiz etme güçleriyle, konuların tüm negatif ve pozitif yönlerini analiz ederler ve verilerle gelirler önünüze. Kendinizi, ona katılarak bulmamanız zor.

 

 

 

  • Algıları Açıktır : Hafızaların diğer insanlara göre daha fazla gelişmiş olması, olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurmak, ayrıntıları birbirleriyle ilişkilendirmek, duydukları arasından kritik noktaları kaçırmamak gibi pek çok özelliği de beraberinde getirir. Tüm bunlar da algılarının diğer insanlara göre daha fazla açık olmasını destekler.

 

Sohbetleri keyiflidir :Kitap okuyan insanların hayal güçleri, betimlemeleri, paylaşacak farklı fikirleri diğer insanlara göre daha fazla gelişmiş olduğundan sohbetleri de oldukça keyiflidir. Sorduğunuz sorulara, anlattığınız konulara daha dikkatli, ince ve anlamlı yanıtlar alırsınız. Sizi gerçekten anladığına daha fazla emin olursunuz.

Işıl ışıl parıldayan, güçlü saçların dostu doğal yağlar yazısını sizler için hazırladık. Ancak konu saç ise kuralımız; Süreklilik. Düzenli aralıklarla kullanıldığı takdirde olumlu sonuç alabileceğiniz alternatifler burada. Şimdi saçlar için canlanma vakti…

 

 

  • Argan Yağı : Argan yağı nemlendirici ve canlandırıcı yağlar arasında en iddialı olanıdır. Faslı kadınların vazgeçilmezi olan Argan yağının elde edildiği ağaçlar Fas’ın güneybatısında yetişir. Saçları besleyip, saç derisini nemlendiren ve  kırıkları önleyen argan yağını aktarlarda kolaylıkla bulabilirsiniz. Elinize saç uzunluğunuza bağlı olarak bir miktar argan yağı alarak, kuru olan saça, saç derinize de temas ettirerek yedirin. Daha sonra saçınıza streç film veya tülbent sararak yağın etkisini güçlendirin. Yarım saat bu şekilde bekleyip saçınızı yıkayabilirsiniz.

 

 

 

  • Zeytin Yağı : Saçınızın daha yumuşak ve daha parlak olması için harika bir öneri olan zeytin yağı, doğal saç kremi görevini üstlenir adeta. Kırılgan, kuru ve yıpranmış saçlar için doğal bir çözüm olan zeytinyağını ister kısık ateşte ısıtarak isterseniz ısıtmadan saç uzunluğunuza göre bir miktar alarak kuru olan saçınıza sürmeli ve sonrasında saçınızı tülbent veya streç film yardımıyla sararak 1 saat bekletmelisiniz. Bekleme sonrasında ılık su ile yıkayıp bu işlemi haftada en az 1 kez tekrarlamanız sonuç almanızı hızlandıracaktır.

 

 

  • Keten Tohumu Yağı :Keten tohumu yağı içerdiği Omega-3 ile saç uzamasını destekler ve saçı tedavi eder. Kafa derisinde oluşan sedef, egzama …vb hastalıkların iyileşmesi için de kullanılabilen keten tohumu yağını saç diplerinizden başlayarak tüm saça masaj ile yedirip yarım saat beklemeniz yeterlidir. Sonrasında ılık su ile yıkamanız ve bu işlemi haftada 1 kez uygulamanız yeterlidir.  

 

  • Avokado Yağı : Avokado yağı saç tarafından çok hızlı emildiğinden, kuru saçlarda hemen faydasını gösterir. İçerdiği sterolin maddesi sayesinde saç derisinde nemlendirici etki gösterir. Saçı ısıya karşı güçlendirir. Avokado yağını duştan sonra kullanmak isterseniz elinize bir miktar alarak saç uçlarına sürün. Saç diplerine uygulamak isterseniz de duştan 15 dakika önce saç diplerinden başlayarak tüm saça sürüp bekleyebilirsiniz.

Hindistan Cevizi Yağı : İçerdiği E vitamini sayesinde saçların uzamasına yardımcı olan hindistan cevizi yağı, muhteşem görünümlü dolgun saçlara ulaşmak isteyenlerin de başvurduğu bir seçenek. Hindistan cevizi yağından bir miktar alıp saçınıza diplerden başlayarak masaj yapın ve saçınızı 45 dakika bekletip ılık su ile durulayın.Duruladıktan sonra yumuşak ve dolgun saçlarınızı siz de fark edeceksiniz.

İster nutella ile, ister reçel çeşitleri ile mükemmel bir uyum yaratabileceğiniz pankek yapımı aslında çok basit. Siz de kahvaltı sofranıza ayrı bir tat katan  pankek  yapımını öğrenmek isterseniz aşağıdaki tarifimizden yardım alabilirsiniz.

Malzemeler

  • 2 su bardağı un,
  • 2 su bardağı süt,
  • 2 yumurta,
  • 2 yemek kaşığı toz şeker,
  • 2 yemek kaşığı ayçiçek yağı,
  • ¼ tatlı kaşığı tuz
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu

 

Tarifi :

  • Tüm malzemeleri derin bir kapta mikser ile çırpın.
  • Önceden ısıtılmış tavaya, hazırlanmış malzemeden kepçe ile dökün.
  • Göz göz olana kadar bir yüzünü pişirin.
  • Daha sonra ters tarafını çevirerek diğer yüzünü pişirin.
  • Hazırlamış olduğunuz pancakeleri, üst üste dizin
  • Dilerseniz fındık kreması, reçel veya kakaolu krema ile servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Ailelerin tanışması, söz, nişan derken düğün için geri sayım başladı. Düşünülmesi gereken o kadar fazla detay var ki siz de hangisinden başlayacağınızı bilemiyorsanız, düğün mekanı seçimi için aşağıdaki faktörlere göz atın ve bu zor konuyu aradan çıkarın.

  • Mevsim faktörü : Düğününüzü hangi mevsimde planlıyorsunuz? Eğer bu bir yaz düğünüyse açık hava düğünleri tercih edin. Yaşadığınız şehrin imkanlarını da göz önünde bulundurarak orman içerisinde bir kır düğünü, bir kumsal düğünü veya havuz başı düğünleri düşünebilirsiniz. Düğününüz sonbaharda veya ilkbaharda ise, mutlaka üstü kapanabilen mekanları tercih edin ki düğün günü kötü sürprizlerle karşılaşmayın.
  • Lokasyon faktörü : Eğer misafirlerinize servis hizmeti sağlamayacaksanız, onların düğün yerinize nasıl ulaşacaklarını da hesaba katmanız gerekiyor. “Gelebilen gelir” cümlesi gayet mantıklı ama pek çok kişinin ulaşım yüzünden geç geleceğini, erken kalkacağını veya hiç gelmeyeceğini de hesaba katarak düşünmenizi öneririz.
  • Tarih faktörü : Düğün tarihiniz oldukça önemli bir konu. Çünkü eğer bu gün hafta içi olursa özellikle şehir dışındaki arkadaşlarınızdan duyacağınız “gelemiyorum” cümlesine kendinizi hazırlayın. Eğer seçeceğiniz düğün tarihini, resmi tatille veya bayramlarla birleşme potansiyeli olan bir gün seçerseniz de pek çok kişi tatilde olacaktır.  
  • Ücret faktörü : Güzel bir düğün herkesin hayali tabii ancak diğer düğün masraflarınızı da hesaba katarak düğün yeri ve konsepti seçmenizi öneririz. Düğün mekanı genellikle diğer hazırlıklardan daha önce planlandığı için ücret faktörü göz önünde pek bulundurulmaz. Tüm bütçenizi planlamadan düğün mekanınızı belirlemeyin sonra işin içinden çıkamayabilirsiniz.
  • Özel faktörler : Düğün gününüzü bir seçim veya grev gününe, düğün yerinizi yakınlarda oynanan bir maç gününe, düğün tarihinizi başka bir yakınınızla aynı güne denk getirmemeye çalışın. Tüm bu faktörler sizin için olumsuz olarak geri dönebilir.

          İçinizin daha rahat edeceği ve sonradan stres yaşamayacağınız  bir düğün için “Düğün sözleşmesi yaparken bunlara dikkat! isimli yazımızı okumanızı önerir, bu karmaşık ve keyifli sürecinizde kolaylıklar dileriz.