Etiket

sağlıklı yaşam

Yazılar

Vücudumuzla barışık biri olsak da hep “daha iyisine sahip olmayı” istemek günümüz kadınlarının tutkusu. Hepimizin ilk aklına gelen isteği ise; “daha yuvarlak, daha kalkık ve daha dik bir kalça”ya sahip olmak…

Kalça kasımız gün içinde en az kullanılan kas grubumuz olmasına rağmen, vücudumuzda hacim olarak fazlaca yer kaplar. Oturma eylemi için kullandığımızdan dolayı da zamanla yer çekimine yenik düşmesi kaçınılmazdır. Tabi bir de hareketli bir hayat tempomuz yoksa,  kalçamızdaki kan dolaşımı epey düşüktür. Bu sebeple yağlanmaya çok meyilli bir kas grubumuz olan kalçamızı şekillendirmek çok kolay olmamasına rağmen, çalıştıkça ilerleyecek ve farkı hissedeceksiniz.

 Peki hayalimizdeki kalçaya sahip olmak için neler yapmalıyız ? İşte sizin için birkaç egzersiz önerisi :

* Step, Sağ ayağınızı step tahtasına (ya da merdiven gibi herhangi bir yükselti de olabilir) ellerinizi belinize yerleştirin. Sağ ve sol bacağınızı art arda değiştirin ve bunu yaparken kalçanızı ve karnınızı sıkın (üst vücudunuz sabit). Hızınızı kendinize göre ayarlayarak 15 tekrar ve 2-3 set halinde yapabilirsiniz.

* Lunge, Bir bacağınız önde ve bir bacağınız geride olacak şekilde, (öndeki bacağınızın diz kapağı, ayak parmak ucunu geçmeyecek) kalçanızı sıkarak kontrollü bir şekilde  aşağı inip yukarı kalkıyoruz (Arka bacak diz kapağı aşağı inildiğinde yere değmeyecek). Bu hareketi her bir bacak için 12 tekrar ve 2-3 set halinde yapabilirsiniz.

 

*  Squat,  ayaklarımız omuz genişliğinde açık, kalçamızın altındaki hayali sandalyeye oturuyoruz (kuyruk sokumu uzun ve gövde dik olacak şekilde) kalçamızı sıkıyoruz ve yukarı kalkıyoruz. Hareketi 12-15 tekrar ve 2-3 set yapabilirsiniz.

*  Walking squat, yarım-squat pozisyonunda aşağıda oturur gibi kalıyoruz ve bu pozisyonu bozmadan ayaklarımızla sağa iki adım ve ardından sola iki adım atarak hareketi tamamlıyoruz. İki adım sağ ve iki adım sol bir tekrar sayılır. 10-12 tekrar ve 2-3 set yapabilirsiniz.

Daha yuvarlak, daha kalkık ve daha dik bir kalçaya sahip olmak istiyorsak, mümkün olduğu kadar kalçamızdaki kan dolaşımını artırmamız  gerektiğini unutmamalıyız. Gün içinde aktif olmamız mümkün olmayabilir ancak akşamları en azından 40-45 dk yürüyüş yaparak oradaki kan dolaşımın artmasına yardımcı olarak kalça kaslarının aktif hale geçmesini sağlayabiliriz.

Sakatlık yaşamamak adına, egzersiz öncesi yaklaşık 10 dk ısınma ve egzersizden sonra da 10 dk soğuma yapmalısınız.

Unutmayalım ki bu egzersizler sağlıklı bireyler içindir ve öneri niteliğindedir. Herhangi bir ağrısı veya şikayeti olanların, doktorlarına danışmadan hareketleri uygulamaması gerekmektedir.

Haydi bakalım yaz geldi, yansın kalçalar ve sonra da sahiller …

 

İçinde bulunduğumuz ve ne zaman sona ereceği belli olmayan karantina sürecinde, başa çıkmamız gereken durumlardan biri de bu süreçten sağlıklı çıkmak. Hem psikolojik hem de fiziksel sağlığınız için işte size evde uygulayabileceğiniz küçük ama aslında hayatınızı olumlu yönde etkileyecek öneriler:

  • Saatlerinizi düzenleyin: Evde kalırken de vücudunuzu normal hayat temposundaki uyuma ve uyanma saatlerine göre ayarlayın. Mesela rutininizde erken uyanmak varsa yine erken uyanmayı deneyin. Evin rehavetine kapılarak düzensizliğe teslim olmak yerine, prensiplerinize özen göstermek yapılacak şeylerin en başında geliyor.
  • Beslenme rutininizi bozmayın : Rutininizdeki beslenmeyi evde kontrol etmenin zor olduğu aşikar ama bu süreç de geçecek ve yine eski günlerimize geri döneceğiz, inancınızı yitirmeyin. Bu süreç eskiden olumsuz bir beslenme rutininiz varsa düzeltmek ve olumlu bir süreciniz varsa da istikrarlı olmak için bir şans.

  • Evinizle ilgilenin:  Evde en çok şikayet edilen şeylerden biri de psikolojik bunalımlar. Psikolojik sağlığınızı korumak aslında tamamen sizin elinizde. Eminim ki hepimizin düzenlenmeyi bekleyen bir dolabı ya da evde tamir edilmeyi bekleyen bir eşyası vardır. Bu süreçte bekleyen ev işlerinizi yaparken zamanın nasıl geçtiğine inanamayacaksınız.
  • Spor yapmaya gayret edin : Bu günlerde açık havada veya spor salonlarında spor yapmak imkansız ama yine de alışkanlığınızı devam ettirmek için evde online programlardan yararlanarak egzersiz yaparak rutininize devam edebilirsiniz. Hatta spor yapma alışkanlığınız yoksa bile bu süreçte kazanmak için çok hazırsınız, içinizdeki güce kulak verin.

  •  Online seyahat edin: Farklı coğrafyalara, kültürlere seyahat etme hobinizi şu günlerde gerçekleştiremediğinizi düşünüyorsanız, en sevdiğiniz şehirlere, müzelere online geziler düzenleyerek işe başlayabilirsiniz. Ekonomik olarak oldukça da karlı bir aktivite olacağı kesin.

Herkese sağlıklı karantina günleri dileriz 🙂

 

Sağlıklı ve minimalist yaşamın popülaritesi son dönemlerde hızla artıyor. Temizlik için sağlığa çok fazla zararı dokunan kimyasal malzemelerin modası hızla geçiyor ve bilinçli tüketiciler artık evin pek çok alanında doğal malzemelere yöneliyor.  Siz de önerilerimize göz atarak temizlik ürünlerinizi evde kendiniz yapabilirsiniz :

  • Yüzey Temizliği : Yüzey temizleyicilerin zararlı kalıntılarını soluyarak yaşamak yerine  sirkeli su kullanılabilir. Sirke kullanımı doğal dezenfektan arayanlar için birebirdir. Yapmanız gereken lekelere meydan vermemek için beyaz sirke  tercih etmek ve elbette sirke kokusunun evinizi sarmaması için sirke miktarına dikkat etmek. Bunun için 1 litre suya 2 bardak sirke katmak ideal ölçü olacaktır. Sirkenin ütü tabanının temizliği ve mermer mutfak tezgahında kullanılması önerilmemektedir.
  • Leke Çıkarıcı : Kıyafetlerin koltuk altı ve yaka kısımlarında oluşan lekelenmeler için leke çıkarıcı deterjan kullanmak yerine asitli yapısı ile işe yarayacak olan limon etkili bir çözümdür. Limon içerisinde bulundurduğu antimikrobiyal özellik sayesinde zaten pek çok deterjan içerisinde de diğer kimyasallara ek olarak kullanılmaktadır. Kullanımı için leke üzerine damlatıp 15 dakika bekleterek ılık suda ovabilirsiniz. Bu işlemden sonra çamaşırınızı normal ayarda çamaşır makinasında yıkayabilirsiniz.
  • Banyo ve Mutfak Temizliği : Doğal cif yapımı aslında oldukça kolay. 1 su bardağı karbonat, 10 damla lavanta yağı ve 2 yemek kaşığı arap sabununu karıştırarak cam şişe içerisinde kullanabilirsiniz. Sonuç memnun edici.
  • Duşa Kabin Temizliği : Duşa kabin temizliği için vazelin harika bir seçim. Nemli bir bezin üzerine bir miktar vazelin alarak duşa kabinleri temizleyebilirsiniz. Durulama işlemi için de ıslak bir bez kullanmanız gerekecektir
  • Bulaşık Parlatıcı : Bu iş için organik bir çözüm arıyorsanız, her evde bulunan ulaşılabilir bir seçenek var: Limon. Bulaşık makinesi içinde parlatıcı kullanmak yerine yarım limonu bulaşık makinesi tellerine geçirmeyi deneyebilirsiniz.
  • Kireç Çözücü : 1 litre su içerisine 3 yemek kaşığı limon tuzu koyarak ayarlayabileceğiniz organik kireç çözücü hazır. 2 yemek kaşığı limon tuzunu çaydanlığın içine koyduktan sonra çaydanlığın tamamını su ile doldurup en az 10 dakika kaynatalım. Kaynayan suyu boşaltarak çaydanlığı iyice durulayalım.
  • Gider Temizliği : Mutfak ve banyo giderlerinizin temizliği için yarım bardak karbonat ve 1 bardak sirke kullanımı oldukça etkili bir yöntemdir. Gidere sırasıyla karbonat, sirke, 1 litre kaynamış su ve  5 dakika sonra da 1 litre soğuk su  dökülmelidir.
  • Çamaşır Yumuşatıcı : Karbonat ve sirkenin uyumu burada da karşımızda! Üstelik bu kez lavanta yağı da bizlerle. 1 bardak su içerisine, 2 tatlı kaşığı karbonat, yarım çay bardağı elma sirkesi, 2 damla lavanta yağı karıştırılıp yumuşatıcı gözüne eklendiğinde harika bir koku çamaşırları bekliyor.

Sağlıklı bir hayat seçimi aslında çok da zor değil.  Denemeye değer, üstelik oldukça tasarruflu ve hijyenik çözümlerle.

Bazılarına alışkınız, bazıları ise bizim için şimdilik yabancı. Okuduktan sonra sizin de mutfağınızın baş tacı olacak  8 mucizevi besini sizler için derledik :

  1. Zencefil : En doğal ilaç olarak nam salan zencefilin faydaları saymakla bitmiyor. İltihaplanmalara birebir, bağışıklık sistemini güçlendiren, soğuk algınlığında oldukça etkili, boğaz ağrısına ve kas ağrılarına karşı can dost zencefil aynı zamanda güzel bir uyku çekmenize de yardımcı olacaktır. Ayrıca zencefil, hamilelik bulantıları, regl sancıları, reflü, ülser, hazımsızlık gibi hastalıklar için de kullanılır. Zencefilin aşırı kullanımı ise olumsuz sonuçlara yol açabileceğinden dolayı günlük 1 gramdan fazlası tehlikeli bulunmakta ve 2 yaşından küçük çocuklar için önerilmemektedir.
  2. Zerdeçal : Hindistan safranı olarak da bilinen zerdeçalı göz ardı etmemeniz için pek çok sebebiniz var.  Bol miktarda potasyum, demir, manganez, c vitamini ve B6 vitamini barındıran zerdeçal, mide ekşimesi, mide ağrısı, kabızlık, safra kesesi rahatsızlığı, kolesterol ve cilt güzelliği için vazgeçilmezdir.  Ayrıca kanser, alzheimer, depresyon gibi hastalıklara karşı da koruyucudur.  
  3. Sarımsak : Her derde devam sarımsak, Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden. Anti bakteriyel özelliği ile tanınan sarımsak,  zengin bir vitamin ve mineral kaynağıdır. Bağışıklık sistemini güçlendiren, kemik ve cilde çok iyi gelen, kansere karşı koruyucu sarımsak çiğ veya pişmiş tüketilebilir. Astım, romatizma, öksürük, bronşit gibi pek çok hastalığa şifadır. 
  4. Çörek Otu : Türk mutfağında ne yazık ki yalnızca böreklerin, poğaçaların üzerine kullanılan çörek otu aslında tıbbın en güçlü dostlarından biridir. Hem tohumu hem de yağı kullanılabilen çörek otu,  Kleopatra tarafından güzellik için kullanılmasıyla bilinir. Diyabet, kolesterol, sedef, egzama, alerjiler, sindirim sorunları, hipertansiyon gibi pek çok hastalığı önler. 
  5. Hurma : Eski çağlardan beri kullanılan hurma, protein ve lif bakımından çok zengindir. C, B1, A ve B2 vitaminleri içeren hurmanın en önemli özelliği DNA ve hücre yenileme özelliğidir. Anne sütünü arttırdığı bilinen bu değerli besin sindirim sistemini de düzenler ve hazmı kolaylaştırır. Bekledikçe içeriğindeki antioksidanın arttığı bilinmektedir. En önemli diğer özelliği ise hafıza dostu olmasıdır. Kendisi harika bir ara öğün seçeneğidir. 
  6. Tarçın : Bağışıklık sistemini güçlendiren tarçın aynı zamanda kan şekerini düzenler ve kalp krizi risklerini azaltır. Ayrıca iyi bir antioksidan ve zayıflamak için de şeker ihtiyacınızı büyük ölçüde giderebilecek bir besindir. Öksürük, boğaz ağrısı, parkinson, alzheimer gibi hastalıklara karşı koruyan tarçın aynı zamanda emziren annelerde süt üretimini destekleyen dost besinlerdendir.
  7. Zeytinyağ: Ülkemizde yaygın kullanılan ve şanslı olduğumuz besinlerden biri de zeytinyağ şüphesiz. Her gün tüketmemiz gereken zeytinyağ nelere iyi gelmiyor ki?  En başta yaşlanma düşmanı, hücre yenileyici özelliği ile bilinen zeytinyağ ayrıca cilt ve saç güzelliği, sindirim sistemi, kalp damar hastalıklarından koruma, gut hastalığı, kabızlık, kansızlık, kireçlenme gibi çok fazla alanda başarılı sonuçlar doğuruyor.
  8. Limon : C vitamini deposu olarak tanınan limon, neyse ki her zaman elimizin altında.  Grip, soğuk algınlığı, sindirim problemleri, yüksek tansiyon, kansızlık, astım gibi pek çok hastalığa karşı koruyucu olan limon tümör ve kanser gelişimine karşı da iyi bir dosttur.  

Sağlıklı günler dileriz 🙂

Hem diyetinize uygun hem de doyurucu bir salata arıyorsanız işte sizler için mükemmel tarifimiz:

 

Malzemeler :

 

  • 2 adet haşlanmış ve didiklenmiş tavuk göğsü,
  • 1 adet yeşil biber,
  • 1 adet kırmızı kapya biber,
  • 4-5 yaprak marul,
  • 2 adet yeşil soğan,
  • Yarım bağ roka,
  • Bir avuç taze nane,
  • Bir tutam reyhan,
  • Bir tutam maydanoz,
  • Yarım limon,
  • Zeytin yağı,

 

Tarifi :

 

  • Tüm malzemeleri istediğiniz boyutlarda doğrayarak bir kabın içerisinde güzelce karıştırın.  İsteğe göre bir miktar karabiber ve tuz da ilave edebilirsiniz.

     Protein deposu tavuklu salatamız için şimdiden afiyet olsun.

 

Öneri :

Haşladığınız tavuğun suyunu ayırıp, mükemmel çorbamız Şehriye Çorbası’nda değerlendirmeye ne dersiniz?