Yazar

womanlogy

Yazılar

Hiç bir ilişki mutsuz olmak ya da ayrılmak için başlamaz. İlişkide her iki taraf da ilk aşamada birbirine olumlu duygular ve iyi niyet besler. İstenmeyen sonuç geldiyse ayrılıkla nasıl başa çıkılır diye düşünüyor olabilirsiniz. İşte sizi güçlü kılacak ve bu süreci atlatmanıza yarayacak tavsiyeler:

 

  • İyi düşünün: Ayrılık kararınız veya ayrılığınız henüz tazeyken bu ilişki bitmeli mi, ilişki bitirme kararımız doğru mu diye objektif bir şekilde düşünün. Onu hala seviyorsanız ve onun da sevgisinden eminseniz çözüm yolları aramaya gidebilirsiniz. Çoğu ilişki gereksiz bir tartışma ve kırıcı sözler sonrasında incinen gururlar nedeniyle bitmektedir. İlişkiniz bir şans daha hak ediyorsa bu ayrılığın önüne geçin.

 

  • Haklarınızı bilin: Eğer evli iseniz hukuki olarak haklarınızı araştırın. Boşanma aşaması sıkıntılı bir süreçtir. Eşinizle birlikte soyadınız, eşyalarınız, ortak sosyal çevreniz, aileniz değişir. Varsa çocuklarınız onların velayeti, tazminat hakkı gibi tüm yasal haklarınız konusunda bilgi edinin.

 

  • Güçlü sosyal destek: Yanında kendinizi iyi hissettiğiniz, güvendiğiniz dostlarınız ve aile fertleri ile eskisinden daha çok görüşün. Yaşadıklarınızı, size hissettirdiklerini hatta ilişkinizde özlediğiniz anları onlarla paylaşın. İçinize atmayın. Sizi teselli etme sırası dostlarınızda. Onlara anlatın ve size yardımcı olmalarına izin verin.

 

  • Kendinize zarar vermeyin: Bir anlık sinirle kendinize hoyratça davranmayın. Şiddetten kaçının. Çok sinirlendiğiniz anlarda kendinizi sakinleştirmeye çalışın. Yıkıcı davranışlar ileride pişman olacağınız hareketlere sebep olur. O dönemde saç kestirmek, kendinizi yerden yere atmak gibi davranışlar içinizden gelebilir. Mantıklı kalabilmek ve süreci yönetmek için sağlam bir vücut ve kafaya ihtiyacınız var.

 

  • Geçmişi yakıp yıkmayın: Ortak hatıralarınızı, fotoğrafları, eşyaları yakıp yıkmayın. Henüz bu hatıralar size acı vermeye devam ediyorsa onları bir koliye koyun ve kaldırın. Geçmişi hatırlatan bu eşyaları tek tek görmeye gücünüz yoksa bir arkadaşınız veya yakınınızdan yardım isteyin sizin yerinize toplasın ve kaldırsın. İleride gücünüzü topladığınızda onların akıbetine karar verecek olan yine sizsiniz. Olası barışma durumlarında bu hatıraların yok edilmesine çok yazık oluyor. Bunları hızla toplayın. Gördükçe onu hatırlamanız ve özlemenize sebep olacak hiç bir şeyi göz önünde bırakmayın.

 

  • Melankoli yapmayın: En mutlu insan bile arabesk, dramatik müzikler dinlediğinde hüzünlenir. Sizi daha da dibe çekecek şarkılardan, yalnızlıktan veya sürekli olumsuz konuşulan ortamlardan kaçının.

 

  • Yeni hobi, yeni insanlar: Uzun zamandır yapmak istediğiniz hobiye başlamak için işte zaman geldi. Hemen bir plan yapın ve yeni çevrelere girmenin tadını çıkarın. Canınız istemiyorsa da kendinizi zorlayın.

 

  • Rutini bozmayın: Daha çok uyumak, daha az yemek yemek, daha az dışarı çıkmak, işe gitmemek istiyor olabilirsiniz. Fakat kendinizi her yeni güne hazırlamanız gerekiyor ve bir şekilde insanların içinde olmalısınız. İş yerinde veya dışarıda zamanın nasıl geçtiğini fark etmeyeceksiniz bile.

 

  • Özgüveninizi tazeleyin: Kendinizde beğendiğiniz ve güçlü gördüğünüz yanlarınızı yazın. Üzerinde düşünün. Bu ilişkide ve öncesinde bugüne kadar kendinize yaptığınız tüm yanlışlar için öncelikle kendinizden özür dileyin. Kendinize biraz bocalamak için zaman verin. Herkes hayatında dönem dönem bu tip durumlar yaşayabiliyor. İlişkinin bitmesinde tek sebep olarak kendinizi görmeyin. Kendinizle acımasız konuşmalar yapmayın.

 

  • Yeni hedefler belirleyin: Hayatınız onu tanımadan önce nasıl devam ediyorsa o gittikten sonra da bir şekilde devam edecek. Size siz lazımsınız. Yeni bir hayat, ilişki, çevre inşa etmek sizin elinizde. Kendinize mesleki, kişisel gelişim ve çevre odaklı yeni başarı hedefleri belirleyin ve bunları yazın.

 

  • Tatile çıkın: İmkanınız varsa yanınıza sevdiğiniz bir arkadaşınızı alarak sizi dinlendirecek, sakinleştirecek bir tatil planlayın. Orada sevdiğiniz şeyleri yapın ve ilişki ile yüzleşin. Bu tatil milat olsun ve döndüğünüzde yeni bir sayfa açmaya kendinize söz verin.

 

  • Profesyonel yardım: Vücudunuzu dinleyin. Depresyon belirtileri yaşıyorsanız sağlığınız daha da bozulmadan profesyonel bir psikolojik destek almaktan çekinmeyin.

 

Unutmayın artık onun sahip olamayacağı tek insan sizsiniz. İyisi ve kötüsü ile ilişkinizi yaşadınız ona da kendinize de teşekkür edip yola devam edin.

Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan ahşap, şimdi de evinde doğal, şık ve sağlıklı bir ortam yaratmak isteyenlerin tercihi haline geldi. Ahşap nefes alan bir malzemedir ve insan doğasına en uygun malzeme olarak kabul edilir.Siz de evinizde ahşap dokunuşlarla samimi evler yapmak isterseniz önerilerimize göz atabilirsiniz.

  • Ahşap Yemek Masası : Natural dizayn sevenler buraya. Yıllandıkça güzelleşen bu masaları yaptırırken dikkat edilmesi gereken nokta hangi ağaçtan elde edildiğidir. Meşe, kestane, dış budak, ceviz gibi sert ahşaplar daha dayanıklıdır, yumuşak ahşaplar ise daha ekonomiktir. Ağaç çeşidi masanızın doğal rengini ve desenini de yansıtır. Örneğin dış budak ağacı açık renk, kendinden dalgalı ve çiçeksi desenleri olan bir ağaç türüdür. Ayrıca masanızın kenarlarını makine kesimi gibi düz yerine dalgalı kesim tercih ederseniz daha doğal bir masa görüntüsü elde edersiniz.

 

  • Ahşap Sandalyeler : İster bahçe ister balkon isterseniz de ev içerisinde harika duran bu sandalyelere eminiz ki siz de bayılacaksınız. Ahşap sandalyede hayal gücü sınırsız!

  • Ahşap Lambader : Lambaderlerin göz yormayan aydınlatmasına ahşabı ekleyerek aynı zamanda göz zevkinizi arttırabilirsiniz. Ahşaba çok yakışan halat iplerin ise lambaderinizle birlikte kombine edilmesi oldukça moda. 
  • Ahşap Kitaplık ve Raf:  Doğal dizayn görüntüsü sevenler için bir diğer öneri ise elbette ahşap kitaplıklar ve raflardır. Kitaplığınızı veya raflarınızı çiçeklerle buluşturunca göz zevkinize daha da hitap edeceğine eminiz. 

 

          Ahşap, tamir ve bakım açısından kolay bir malzemedir. Yıllık bakım yaptırmanız gerekir, bakımda kullanılacak boya ve yağların masif ahşaba özel ekolojik malzeme olması sağlık açısından tercih edilmelidir.  

     Ahşabın düşmanları ise mantarlar, bakteriler, böcekler, güneş, rüzgar ve doğrudan su ile temastır. Ahşap ürünlerinizin temizliği için; nemli bir bez ile ürünlerinizi silebilir veya doğal ahşap temizleyiciler kullanabilirsiniz. Ancak kesinlikle çamaşır suyu gibi kimyasal ürünler tercih edilmemelidir.

Akdeniz mutfağında yer edinmiş olan bakla yemeği, yapımı oldukça basit, hafif  ve aynı zamanda sağlıklı bir yemek çeşididir. Protein bakımından çok zengin olan bakla yemeği için;

Malzemeler:

  • Yarım kg. bakla,
  • 1 orta boy ince kıyılmış kuru soğan,
  • Bir kase yoğurt,
  • 2 diş rendelenmiş sarımsak,
  • Bir tutam ince kıyılmış dere otu,
  • 2 yemek kaşığı zeytin yağı,
  • 1 adet limon suyu
  • 1 tatlı kaşığı toz şeker (arzuya göre)
  • 1 tatlı kaşığı tuz (arzuya göre)
  • 2 su bardağı içme suyu

Yapılışı :

  • Zeytin yağı ile soğanları kavrulur,
  • Yıkanmış ve temizlenmiş baklalar istenilen boyutlara getirilerek soğanların üzerine ilave edilir.
  • Tencereye şeker, tuz, yarım limonun suyu ve 1 su bardağı içme suyunu ekleyerek kısık ateşte 45 dakika pişirilir.
  • Yoğurt ile 3 diş rendelenmiş sarımsak çırpılarak bekletilir.
  • Baklalar yenilirken yoğurtlu sarımsak ve ince kıyılmış dere otu ile servis edilir.

Mutluluğun sınırını koyamayız kendimize, tıpkı sevginin, aşkın, hasretin sınırını koyamadığımız gibi. Ne kadar mutlu olursak olalım  “bu kadarı yeterli” diyebilir miyiz mesela? Sınırsız bir histir o yüzden de mutluluk. Peki ya mutluluğunuzu katlamak istiyorsanız o zaman ne yapmalı, nasıl yaşamalı bu hayatı, gelin ona bakalım birlikte.

 

  • Kendinizi sevin : Güzel ama başarısız bir kadın olabilirsiniz. Başarılı ama çirkin bir kadın da olabilirsiniz. Hem başarılı hem güzel olup, ruhsal veya bedensel sağlık sorunlarınız da olabilir. Neticede hiç bir zaman mükemmel olamayacaksınız. Çünkü herkes gibi sizin de eksikleriniz var ve de var olacak. Her şeye rağmen kendinizi sevmeyi öğrenin. Çünkü siz kendinizi sevmedikçe mutsuzluk dağı da alıp başını gidecek göklere doğru, bilin bunu.

 

  • Kabullenin veya değiştirin : Bir önceki maddede kendinizi sevmekten bahsettik. Kusurlarınızla birlikte siz bir bütünsünüz. Kusurlarınızı düzeltmek mi istiyorsunuz? O halde önce bu kusurları tek tek tespit edin ve üzerine gidin. Ne yapabilirsiniz düzeltmek için enine boyuna düşünün hatta danışın. Kabullenemeyip sürekli bunları düşünerek yaşamayın. Ya kabullenin veya da değiştirin.

 

  • Kötü alışkanlıklara “dur” deyin: Kötü alışkanlıklarınızın sizi ele geçirmesine ve kendinizi iradesiz hissettirmesine fırsat vermeyin. Sürekli kendinizi güçsüz hissettiren ama vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız üzerine kafa yorun. Vazgeçememek size zayıflık ve akabinde mutsuzluk getirecektir.

 

  • Dertleşin : Herkesin problemleri olabilir, büyük ya da küçük fark etmeksizin her sorun içimizi kemirir zaman zaman. Ancak sorunları içimize attığımızda daha ciddi bir bunalım hali oluşur derinlerde. Profesyonel bir uzmandan destek almaktan çekinmeyin. Maddi durumunuz el vermiyorsa, kendinize güvenilir ve size çıkış yolu gösterebilecek bir dost seçin ve dökün içinizi. Kötü düşüncelerin içinizi de dışınızı da zehirlemesine izin vermeyin.

 

  • Pozitif Çevre Edinin: Sizi sürekli negatif düşünceleriyle dibe çeken insanlara dur deyin. Kendinizi arındırın bu insanlardan. Negatif düşünceler ancak suratınızı asmanıza yol açar. Her zaman yaşadıklarınızdan daha kötü ihtimaller olduğunu da çıkarmayın aklınızdan. Kısacası biraz polyana olmak herkese iyi gelir.

 

  • Yardım edin : İhtiyacı olan birine yardım etmeniz size kendinizi iyi hissettirecek hem de birine faydanız dokunmuş olacak. Bir taşla iki kuş anlayacağınız 😉 Yardım etmenin bir çeşit ruhsal tedavi olduğunu deneyince siz de anlayacaksınız. O iç rahatlığı, o huzurlu dakikalar size de iyi gelecek emin olun.

 

  • Eğlenin : Hayatı yoluna koymak için pek çok vazifeleriniz var anlıyorum. Çok çalışmalı, çok kazanmalı, belki de çok destek olmalısınız etrafınızdakilere. Ama sizin de keyifle yaşamayı hak ettiğiniz bir hayatınız var bunu asla es geçmeyin. Sevdiğiniz aktivitelere ve sevdiğiniz insanlara değerli zamanınızı harcarken cimrileşmeyin, cömert olun.

 

 

  • Pişman olmayın : Hepimizin hataları olmuştur ve olacaktır da. Çünkü bizler egolarını her daim devre dışı bırakamayan varlıklarız. Her ne hata yaparsanız yapın asla kendinizi sürekli suçlayarak yaşamayın. Önemli olan hatalardan ders alıp, minimum hata ile yol alabilmek.

 

 

Tavsiyeler bizden, uyması sizden olsun. Buradaki öneriler dileriz ki herkese mutluluk kapılarını ardına kadar açar.

Hamileliğiniz boyunca bebeğinizin haftalık gelişimlerini takip ettiniz. Şimdi bebeğiniz sizinle ve gelişim aşamalarına şahit olmak çok keyifli. Bebeğiniz doktoru tarafından aylık olarak izlenmeye alınıyor. Her bebeğin gelişim süreci kendine özgü olsa da genel kabul görür gelişim özelliklerini sizler için derledik:

 

1.Ay Gelişimi: Gülümser. Elinin ortasına parmağınızı koyduğunuzda sımsıkı tutar. 15 ve 30 cm arasını görebilir. Ses ve kokuları ayırt edebilir.

 

2.Ay Gelişimi: Yüzüstü yattığında başını hafifçe kaldırabilir. Çok uzağı göremez fakat hareketli cisimleri gözüyle takip edebilir. Ellerini açar.

 

3.Ay Gelişimi: Yüzüstü yattığında kollarından destek alarak başını dik tutabilir ve 45 dereceye kadar kaldırabilir. Cisimleri eliyle tutabilir. Kendi ellerini inceler. Kendisine bakan insanları çok net ayırt eder. Sesler çıkarır.

 

4.Ay Gelişimi: Bir cismi örneğin çıngırağını tutar ve sallar. İsteyerek tekme atabilir. Tutmak istediği şeye uzanır ve yakalar. Ayaklarıyla oynar. Tüm renkleri görür. Bir yerden bir yere dönebilir.

 

5.Ay Gelişimi:  Banyo gibi alışık olduğu aktiviteleri anlar ve tepki verebilir. Eşyaları tam olarak yakalar. Sesin geldiği yöne doğru dönebilir. İsminin söylendiğini anlayabilir.

 

6.Ay Gelişimi: Diş çıkarmaya başlayabilir. Kendini öne doğru atar. Yakınındaki eşyalara uzanır, yakalar ve ağzına götürür. İki elini birleştirebilir. El çırpıp alkış yapabilir. Yüzünü bir şey ile saklama gibi oyunları anlar. Destekli olarak oturabilir. Baba,dede gibi kelimeleri anlamını henüz bilmeden söyleyip tekrarlayabilir.

 

7.Ay Gelişimi: Desteksiz oturabilir. Oyuncağını bir elinden diğerine geçirebilir. Yüzüstü yatarken sırtüstü yatacak şekilde dönebilir. Öğretilirse bardaktan su içebilir. İsmine tepki verir. Yabancıları yadırgar. Emeklemeye veya sürünerek hareket etmeye başlayabilir. El sallama hareketi yapabilir.

 

8.Ay Gelişimi: Biri onu tuttuğunda ayaklarının üzerinde dik bir şekilde durur. Düzgün bir şekilde oturabilir. Oturur pozisyondan ayağa kalkmaya çalışabilir. Elindeki eşyayı bilinçli olarak yere atabilir.

 

9.Ay Gelişimi: Bir yere tutunarak kendi başına ayakta durabilir. Katı parçalı besinleri rahatça yiyebilir. Daha anlamlı kelimeler söyler. Baba kelimesini artık babasına seslenmek için kullanır. Yüzüstü pozisyondan oturur pozisyona geçebilir. Duyduğu sesleri takip etmeye çalışabilir.

 

10.Ay Gelişimi: Bazı sözleri anlar. Garip durumlarda dönüp karşısındakinin yüzüne bakar, cevap bekler. Şakalaşmaktan ve oyun oynamaktan hoşlanır. Eşyaları döküp dağıtır. Çekmece gibi kapalı yerleri açmak ve keşfetmek ister. Aynı anda iki şeye konsantre olabilir. Bir anlık ayakta kalabilir. Sıralamaya başlayabilir. Küçük cisimleri baş parmak ve işaret parmağı ile tutabilir, eliyle istediği şeyi işaret edebilir.

 

11.Ay Gelişimi: Emekleyerek merdiven çıkabilir. Eşyalara tutunarak yürüyebilir. Bir iki adım atabilir. Düşmeden ayakta durabilir. Kendi başına fincandan su içebilir. Kesin komutları anlar. Topu geri size yuvarlayabilir.

 

12.Ay Gelişimi: Masalları veya ona anlattığınız şeyleri dinler. Bir elinden tutulduğunda yürür. Küçük sorulara cevap verir. Koltuk gibi yerlere çıkıp inebilir.

 

18.Ay Gelişimi: Kendi başına çok rahat yürür. Koşmaya çalışabilir. İki küpten kule yapabilir. Bir eşyayı eğilip yerden alabilir. Oyuncak bebeğini beslemeye çalışabilir. Kurallara uyar. Kaşığı ağzına götürerek yemek yiyebilir. 5-6 kelime konuşabilir. Tuvaletini yaptıktan sonra söylemeye çalışabilir. İstenirse başka bir odadan belli bir eşyayı getirebilir.

 

20.Ay – 2 Yaş Gelişimi: Topa vurur. Kısa cümleler kurabilir. Merdiven çıkıp inebilir. 2.yaşında 6 adet lego ile oyuncak yapabilir. Renkleri öğrenebilir. Kalem ile enine çizgiler veya daire çizebilir. Kağıdı ikiye katlayabilir.

 

2 – 2,5 Yaş Gelişimi: Kısmen kendisi giyinebilir. 50’ye yakın kelime hazinesi vardır. Sıçrayabilir ve parmakları üzerinde durabilir. Ev işlerine yardımcı olmaktan hoşlanır. Çatal ve kaşığı iyi tutar. 3’e kadar sayar. Geri geri yürüyebilir. İri boncukları ipe dizebilir. Fermuar ve çıt çıtları açıp kapayabilir.

2,5 Yaş Sonrası: Ben,sen,o gibi kavramları anlar. Tuvaletini kendisi yapabilir. Nesnelerin ambalajlarını açabilir. Şimdiki zaman fiilini kullanabilir.

İş başvurusu yapmak, zaman zaman çoğumuzun yaptığı bir rutin haline geldi. Mevcut işinden sıkılanlar, ilk işini kapmaya çalışanlar ve daha pek çok kişi iş başvurularına saldırır ve maalesef ki çoğu başvuru da cevapsız kalır. Peki cevap gelmeyen iş başvurularının sebepleri ne olabilir? İşte ihtimaller :

  • Yetersiz Yetkinlikler : Her iş ilanının istediği bazı yetkinlikler vardır. Size dönüş olmaması demek, yetkinliklerinizin kötü olduğu anlamına gelmez, ancak sizden daha fazla yetkinliği olan başka bir rakibiniz olduğu anlamına gelebilir. İstediğiniz pozisyon ve firma için hangi konularda eksik olduğunuzu belirleyin ve bu eksiklerin üzerine gidin. Tez zamanda tamamlamak üzere…
  • Yanlış Zamanlama : Kısaca, firmaların boş kontenjanlarının tespiti, doğru zamanlamayı seçmek, sektörel sebepler diyebiliriz. Ancak daha detaylı bilgi için “İş Başvurusu Yapmak İçin En İyi Zamanlama” isimli yazımızı okumanızda fayda var.
  • İletişim Bilgileriniz : Başvuru formunda veya öz geçmişte belirtilen hatalı telefon numaraları, güncellenmeyen eski numaralar, sürekli cevapsız bırakılan telefon numaraları…. Bunlar iş başvurusu yapan adayları arayan İnsan Kaynakları Yetkilisi ‘nin sık sık karşılaştığı durumlar. Size nasıl ulaşabileceklerini iyi analiz edin. Hak ettiğiniz bir işi iletişim sorunu yüzünden kaçırmak ister misiniz?
  • Ücret Beklentisi : Ücret beklentinizi gözden geçirin. Gözden geçirme esnasında mesleğinizi, deneyiminizi, yetkinliklerinizi, başarılarınızı ve piyasa koşullarını da göz önünde bulundurun. Siz 5000 TL. net maaş beklentisi içinde olabilirsiniz, ancak “Başvurduğunuz firmanın, maaş skalası ne düzeyde? Piyasada bu pozisyon için belirlenen ortalama ücret nedir?” sorularını araştırın beklentiye girmeden önce. Uzlaşmacı bir yol izleyin.
  • İş Görüşmesi : İş görüşmenizde yapmış olabileceğiniz bazı hatalı davranışlar, çok uygun bir aday dahi olsanız sizin için olumsuz sonuçlar doğurmuş olabilir. “İş Görüşmesinde Asla Yapılmaması Gerekenler” başlıklı yazımızı okuyarak kendinizi bu konuda inceleyebilirsiniz.

    Cevap gelmeyen iş başvuruları, sizi demotive ediyor olabilir ancak iş değiştirmek istiyorsanız motivasyonunuzu yitirmeden başvurulara kesintisiz devam edin. Ve nihayetinde gelsin olumlu sonuçlanan iş başvuruları.

Emzirme dönemi hayatınızda beslenmenize en çok dikkat ettiğiniz dönemlerden olmalıdır. Sizin yediğiniz ve içtiğiniz her şey doğrudan bebeğinizi etkileyeceği için canınızın istediği yiyeceklerle sağlıklı beslenmeyi dengeli tutmanız gerekmektedir. Emzirme döneminde uygun beslenme şekli:

*Her şeyden önce sizi ve bebeğinizin yapısını en iyi bilen doktorunuzla bu konuyu görüşün ve tavsiyelerine öncelik verin.

*Doğum sonrasında yaptıracağınız bir tahlil ile vücudunuzda eksik kalan değerleri tespit ettirin ve eksiklikleri doktor kontrolünde gidermeye çalışın.

*Sebze, meyve ve et ürünlerinden olabildiğince çeşitli beslenin. Farklı vitamin ve mineraller almaya, D vitamini almak için de bolca güneşte vakit geçirmeye çalışın.

*Alkol ve sigara kullanmayın.

*Emzirirken çilek, böğürtlen,frambuaz gibi orman meyvelerinden uzak durun. Bu bebeğinizin cildinde alerjilere ve döküntülere sebep olabilir.

*İlk aylarda bebeğinizin yüzünde sivilceler ve kızarıklıklar çıktıysa bebeğinizin inek sütüne alerjisi olup olmadığından şüphelenin. Bu konuyu doktorunuzla konuşun. Böyle bir durumun olup olmadığını anlamanın bir yolu da bir süre yalnızca keçi sütü, peyniri, yoğurdu tüketmek ve inek sütü içeren ürünlerden uzak durmaktır. Bebeğinizin keçi sütü ürünlerine de alerjisi varsa alternatif çözümleri doktorunuza danışın. Bu dönemde kalsiyum bakımından zengin gıdalarla beslenmelisiniz.

*Ada çayı süt üretimini azaltır. Bitki çayları sandığımızdan daha yoğun etkiler yapabilir. Çayını içeceğiniz bitkileri çok iyi araştırın. Ihlamur daha risksiz bir bitkidir.

*Dereotu, maydanoz, bulgur süt üretimini artıran besinler arasındadır.

*Gün içerisinde içtiğiniz çay ve kahveler kafein içerdiğinden bebeğinizin uykularını olumsuz etkileyebilir.

*Bebeğiniz kabızlık çekiyorsa kayısı yemek veya kayısı hoşafı içmek sütünüz aracılığı ile bebeğinize iyi gelecektir.

*Sizin tükettiğiniz gazlı yiyecek ve içecekler bebeğinizde de gaz oluşumuna sebep olabilir.

*Süt üretimine en çok yardımcı olan şey sudur. Gün içerisinde her fırsatta su tüketmeye dikkat edin.

*Bir şey satın alırken son kullanma tarihlerine her zamankinden daha fazla dikkat edin. Süresi dolmuş bir şey veya bozuk bir şey yediğinizi fark ederseniz durumu hemen doktorunuzla paylaşın ve sonrasındaki bir iki saatlik sütünüzü sağarak bebeğinize vermeyin.

*Bu dönemde kullandığınız ilaçlara çok dikkat etmelisiniz. Reçetesiz satılan ilaçlardan uzak durun ve kullanacağınız tüm ilaçları doktorunuza danışarak alın.

*Düzenli olarak balık, ceviz ve avokado tüketin.

*Halk dilinde söylenen tatlı yemenin sütü artıracağı gibi sözlere çok kulak asmadan fazla tatlı tüketmemeye çalışın. Sütünüzü sağlıklı besinlerle de artırmanın yollarını deneyin.

Hamileliğin 37. ve 42. haftaları arası miadında yani zamanında doğum olarak kabul edilir. Bazı belirtiler var ki doğumun bu haftalarda veya öncesinde olması doğumun yaklaştığının habercisidir. İşte vücudunuzun kavuşma anının yaklaştığını gösteren sinyalleri:

*Bebeğin pelvis bölgesine yerleşmesi: Bebeğiniz normal doğum pozisyonundaysa yani başı aşağıda ise pelvis bölgesine yerleşmesi artık doğum kanalına girmesi anlamına gelir. Bu sayede diyafram ve karın bölgenizde rahatlama hisseder ve daha rahat nefes alırsınız. Bu durum ise eskisinden daha sık tuvalete gitme ihtiyacı doğurur çünkü vücudunuzun alt bölgesine binen ağırlık aynı zamanda idrar kesenize de baskı yapar.

*Doğum kasılmalarının sıklaşması: Regl dönemi ağrılarına benzeyen, başlayıp belli bir süre devam edip biten ve düzenli aralıklarla tekrarlanan kasılmalar doğum kasılmalarıdır. Doğumun olacağı tahmini tarih yaklaştığında regl ağrısına benzer kasılmalar hissederseniz hemen bir saat tutmaya başlayın ve ne kadar sürdüğünü takip edin. İlk etapta bir kaç saatte bir, sonra yarım saatte bir olmaya başlarken doğum yaklaştıkça bu sıklık azalacaktır. Kasılmalar 15 dakikada bir olmaya başladığında  doktorunuzu mutlaka aramalısınız ve duruma göre hastaneye gitmeniz gerekebilir. Kasılmaların 5 dakikada bire inmesi ise doğumun aktif olarak başladığı anlamına gelir.

*Suyun gelmesi: Halk arasında suyun gelmesi olarak adlandırılan durum aslında bebeğinizi saran amniyotik sıvı torbasının yırtılmasıdır. Yırtılmanın büyüklüğüne göre bu su fışkırma şeklinde veya sızıntı şeklinde gelebilir. Su gelir gelmez artık doğum süreci başlamıştır. Hemen hastaneye gitmeli ve doktorunuzu süreçle ilgili bilgilendirmelisiniz. Bu, bebeğin hemen çıkacağı anlamına gelmez fakat bebeğinizin kendi isteğiyle dünyaya gelmeye hazır olduğunun ve doğumun çok yaklaştığının habercisidir. Gelen su normalde renksiz ve kokusuzdur hatta bebeğinizin içinde büyüdüğü bu su sterildir. Su geldikten sonra rengini takip etmeniz çok önemli doktorunuz da size ilk bunu soracaktır çünkü eğer suyun rengi siyah veya bulanıksa bu bebeğinizin kaka yaptığı ve kakasını yutma ihtimali olduğunun göstergesidir ve acil müdahale gerektirir. Su geldikten sonra bebeğinizin artık enfeksiyona karşı korunması kalmıyor. Sonraki süreci doktorunuzla çok iyi planlamalısınız.  

*Tıkacın düşmesi: Rahimin girişini mühürleyen dışarıdan içeriye bir şey kaçmasını engelleyen tıkaç, gösterme de denen sümüksü bir yapıdır. Bu tıkaç doğum yaklaştığında düşer ve mühür açılır. Tıkacı iç çamaşırınızda hafif kanlı pembe renkte görebilirsiniz. Aşırı kanlı bir akıntı varsa bu farklı bir durumun işaretçisi olabilir. Tıkaç düştükten sonra doktorunuza hemen haber vermelisiniz.

Bu belirtiler herkeste görülmeyebilir. Bazı anne adayları sadece suyun gelmesini yaşarken bazıları kasılma belirtileri ile hastaneye yetişir. Kişiden kişiye değişen bu belirtileri doğum öncesinde bilmek ve iyi takip edebilmek çok önemli. Bu belirtiler başladığında hastane çantanızın da önceden hazır olmuş olması gereklidir çünkü hazırlamak için vaktiniz kalmayabilir. Çantanızda neler olması gerektiği ile ilgili “Doğum sonrası hastane çantasında olması gerekenler” adlı yazımıza okuyabilirsiniz. En güzeli kendi doğum hikayenizin başlamasını beklemek.

Hepimiz vanilyanın o eşsiz kokusuna ve tadına bayılırız. Vanilya koyulmadan yapılan pasta, kek, tatlı yok denecek kadar azdır. Kabartma tozunun en yakın arkadaşı olarak aldığımız aromalar vanilya mıdır vanilin mi? İşte ikisinin farkı:

 

Marketlerden satın aldığımız vanilin ve vanilya birbirinden farklıdır. Vanilya bilimsel adı Vanilla Planifolia olan, tropikal bölgelerde yetişen bir tür bitkidir. Ana vatanı Meksika’da ilk zamanlar yerlilerce tütsü olarak kullanılsa da sonradan tatlılara ve bazı yemeklere dahil edildi. Genellikle siyah renkli odunsu çubuklar halinde satılan vanilya oldukça pahalıdır.  Vanilyanın içerisinde o özel tadı veren vanilin adlı bir madde bulunur.

 

Kabartma tozu ile birlikte aldığımız küçük paketler içinde satılanlar ise vanilyadan çok az miktarda madde içerir. Daha çok kağıt endüstrisinde yan ürün olarak açığa çıkan ligninden elde edilir. Genelde şekerli vanilin olarak satılır ve içinde farklı aroma vericiler de vardır. Renginin beyazlatılması için kimyasal işlemlerden geçer.

 

Gerçek vanilya siyah odunsu çubuğun ince bir şekilde kesilmesi ve bıçakla kazınması ile çıkar. Rengi siyah kalır. Tatlılarınızda siyah noktacıklar halinde kalsa da tadı enfestir ve alıştıktan sonra zamanla ikisi arasındaki tadı da ayırt edebilirsiniz.

Hayatta her şeyin mevcut olandan daha güzel olması için aradığınız anahtar aslında sizin elinizde. Üstelik bu öyle bir anahtar ki, size arzuladığınız pek çok kapıyı açabiliyor. Bu anahtar için yapmanız gerekenler ise çok basit. İşte kendinize yapabileceğiniz 5 iyilik :

 

  1. Kendinizi Daha Çok Sevin : Şimdi hayatınızdaki tüm sevdiklerinizi gözden geçirme zamanı.. Onlar için neler yapabileceğinizi hayal edin. Onların mutluluğunu istiyorsunuz değil mi? Peki ya sizin mutluluğunuz? Önceliği kendinize vermekten çekinmeyin. Çünkü siz mutlu oldukça onları daha da mutlu edeceksiniz. Bunun da ilk yolu kendinize olan sevginizden geçiyor. Kendinizi herkesten daha çok sevin.
  2. Olumlu Düşünün : Olumsuz fikirler zihninizi bir örümcek ağı gibi hızlıca sarar ve sizi karamsarlığa iter. Zamanla her konuda karamsar olduğunuzu görürsünüz. Kendinizi böyle bir ruh haline sokmaya ne gerek var? İyimserliğe odaklanıp, hayattan keyif almaya bakın. Araştırmalara göre iyimserliğin %30’u genetik, %70’i ise sonradan öğreniliyor. O zaman iyimser bir ruh hali için her şey sizin elinizde.
  3. Geçmişe Sünger Çekin : “Geçmiş geçmişte kalmalı” sözünü geçmişi her düşündüğünüzde kendinize hatırlatın. Adı üzerinde “geç”miş. Önemli olan bugününüz. Eğer bu günleriniz için de ileride hayıflanmak istemiyorsanız bugün ona göre yaşayın. Sürekli geçmişteki hatalarınızı düşünmeniz sizi sadece dibe çeker. Boş yere kendinizi üzmeyin.
  4. Kendinizi Dolduruşa Getirmeyin : Her insanın olumsuz özellikleri veya yaşadığı tatsız olaylar vardır. Bu olayları sürekli hatırlamanız sizi sadece mutsuz eder. Kendinizi bunlardan soyutlayın. Gerekirse bir kez kendinizle yüzleşin ve konuyu kapatın. Durmadan aynı konuları düşünüp veya başka biri ile paylaşıp kendi kendinizi dolduruşa getirmeyin.
  5. Başkalarıyla Kıyaslama İçine Girmeyin : Başka insanları kendinizle sürekli kıyaslamayın. Herkesin hayat boyu sahip olduğu avantajlar ve dezavantajlar farklıdır. Sizin önceliğiniz kendi avantajlarınıza odaklanmak ve bunları arttırmak olsun. Başkalarının mutluluğu veya mutsuzluğundan pay çıkarmaya çalışmayın. Siz herkesten bağımsız bir bireysiniz, bunu unutmayın.